“Kimse Türkiye’ye neden hava sahasını Rus uçaklarına kapatmadığını sormadı”

“Kimse Türkiye’ye neden hava sahasını Rus uçaklarına kapatmadığını sormadı”

Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’e, Ukrayna’daki savaş konusunda mektup göndereceği haber verildi.

Alithia gazetesi, “Türkiye Usta Bir Tarafsızlık Rolünde” başlığıyla yayımladığı haberinde, Kasulidis’in Borrell’e “Türkiye’nin Ukrayna savaşındaki rolü konusunda izahat istemek, aynı zamanda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ülkenin hava sahasının tümünü Rus uçaklarına kapatma kararının işgal bölgelerinde de uygulanması” konusunda bir mektup göndereceğini yazdı.

Rum Dışişleri ve Maliye Bakanlarının, Meclis Dış İlişkiler Komitesi üyelerini dün Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin Rum Yönetimine yönelik gerek ekonomik, gerekse siyasi aşamadaki etkileri konusunda bilgilendirdiklerini yazan gazete, Kasulidis’in konuşmasında “açıklanamayan bir sebepten dolayı, Türkiye’nin sergilediği tutumundan ötürü tuzunun kuru olduğunu ve bu tutumunu istifini bozmadan sürdürmeye devam ettiğini” ileri sürdü.

Kasulidis, “hiç kimsenin Türkiye’ye, AB üye ülkesi ve NATO üyesi olarak, yaptırımlara neden katılmadığını ve hava sahasını neden Rus uçaklarına kapatmadığını sormadığına” da işaret etti.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’e, Türkiye’nin bu konudaki rolüne ilişkin izahatlar isteyeceği bir mektup göndereceğini dile getiren Kasulidis, “Türkiye’nin usta bir tarafsızlık rolü oynama konusundaki kararının hiçbir sonucu olmazsa, krizde arabuluculuk rolü üstlenmeyi de isteyerek, daha da ileriye gideceği” iddiasında bulundu.

Rusya’nın Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisi’nin açıklamalarıyla ilgili bir soruya karşılık ise Kasulidis, Rum kesiminin diğer AB ülkeleriyle Rusya karşısında yaptırımlar uyguladığı bir zamanda, şu an Rus Büyükelçi’nden izahat istemenin zamanı olmadığını dile getirdi.

Kasulidis, şu an konuyu bir kenara bırakmayı, yangına körükle gitmemeyi ve ilk fırsatta Rus Büyükelçi’yle konuşmayı tercih ettiğini de söyledi.

ABD ve NATO başkanlarının, 3’üncü Dünya Savaşı ve nükleer bir felaket tehlikesine karşı, haklı olarak askeri anlamda Ukrayna’yı desteklemeye acele etmeme kararı verdiklerini de ifade eden Kasulidis, Ukrayna’daki savaşın İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bu ölçüdeki ilk örnek olduğunu dile getirerek, duruma acil olarak tüm tarafların kabul edeceği siyasi bir çözüm bulunması gerektiğini, aksi takdirde savaşın bitmeyeceğini sözlerine ekledi.

Politis gazetesi ise “Borrell’e Acil Mektup” başlıklı haberinde, Rum kesiminin AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’e göndereceği mektupla, Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin Ukrayna kriziyle ilgili tutumunu nasıl ele alacağına dair izahat istediğini yazdı.

Haravgi gazetesi ise habere “Ukrayna Krizi Yüzünden Kıbrıs Sorunuyla İlgili Ciddi Tehlikeler- Kasulidis’ten Borrell’e İşgal Bölgeleri Üzerindeki Hava Sahası Konusunda Mektup” başlığıyla yer verirken, Kasulidis’in Borrell’e yönelik mektubunda, AB’den Türkiye ve KKTC karşısında sorumluluk üstlenmesini isteyeceğini, çünkü Rum Yönetimi’nin KKTC üzerindeki hava sahasının kontrolüne sahip olmadığını belirtti.

AKEL adına konuşan Yorgos Lukaidis de açıklamasında “Türkiye’nin sadece usta bir tarafsızlık sergilemesi değil, Ukrayna krizinde dürüst bir arabulucu olarak ortaya çıkmasına bağlı olarak, Kıbrıs sorunuyla ilgili ciddi bir bedel ödeme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduklarını” öne sürdü.

Fileleftheros gazetesi ise “DİSİ, Rus İşgali Konusunda Daha Sert Bir Çizgi İstiyor” başlıklı haberinde, DİSİ partisinin Ukrayna’daki işgal yüzünden Rusya karşısında “daha sert bir çizgi istediğini” ve bu konuyla ilgili olarak Rum hükümeti ve Dışişleri Bakanı’nın izlediği taktikten farklılaştığının görüldüğünü yazdı.

DİSİ partisi ve Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarının, iki tarafın konuyla ilgili yaklaşımları arasındaki mesafeyi gözler önüne serdiğini yazan gazete, Kasulidis’in Rusya’nın Güney Kıbrıs’taki büyükelçisinin açıklamalarını yorumlamaktan kaçındığını, öte yandan DİSİ’nin ise açıklamasında, Rum kesiminin tutumunun da net, batılı sendromlardan uzak ve AB ile tam uyum içinde olması gerektiğini ifade etti.

Sosyal Medyada Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ