BM, Türkiye’nin insan hakları karnesini masaya yatırıyor;

BM, Türkiye’nin insan hakları karnesini masaya yatırıyor;

Türkiye’nin son beş yıldaki insan hakları karnesi, İsviçre’nin Cenevre kentinde masaya yatırılıyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması (UPR) kapsamında bugün başlayacak olan toplantılarda Türkiye’deki insan hakları ihlallerini ve sivil toplum örgütlerinin şikayetlerini görüşecek.

Türkiye hakkında yapılan en kapsamlı insan hakları incelemesi niteliğinde olan raporlarda; ifade özgürlüğü, KHK ile kamu görevinden alınan 130 bin kişinin durumu ve 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra yaşanan işkence ve adam kaçırma iddiaları ele alınıyor.

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı başkanlığında incelemeye katılacak olan Türk heyeti, BM İnsan Hakları Konseyi üyesi ülkelerin sorularına cevap verecek. Konsey, perşembe günü çıkacak olan nihai raporda Türkiye’ye insan haklarını iyileştirme yönünde tavsiyelerde bulunacak.

Birleşmiş Milletler, Türkiye ile ilgili UPR raporlarını en son 2010 ve 2015 yıllarında yayımlamıştı.

Bugün Cenevre’de yapılacak toplantıda Türkiye UPR mekanizması kapsamında, üçüncü kez gözden geçirilecek.

HRW: ‘İnsan hakları konusunda Türkiye’ye baskı uygulanmalı’
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Cenevre’deki görüşmelerin öncesinde yaptığı açıklamada Türkiye’deki insan hakları konusu hakkında önemli açıklamalar bulundu.

HRW Avrupa ve Orta Asya direktörü Hugh Williamson, “Hapiste tutulan ve yargılanmakta olan gazetecilerin, siyasetçilerin ve muhaliflerin sayısının olağanüstü oranı, Türk hükümetinin ülkedeki insan hakları durumuna ilişkin kamuoyuna yaptığı açıklamalarla büyük bir tezat teşkil ediyor” diye konuştu.

Williamson, BM’in gözden geçirme toplantısına katılacak ülkelere, temel insan hak ve özgürlüklerine riayet edilmesi konusunda ülkede yaşanan sert gerilemenin ele alınması ve gerçek reformlar yapılması için “Türkiye’ye acilen baskı uygulamalıdır” şeklinde konuştu.

‘Darbe girişimi sonrasında Erdoğan’ın yetkileri büyük ölçüde arttı’
HRW’nin yaptığı yazılı açıklamada, “Darbe girişimi sonrası, kontrol ve denge mekanizmalarını ortadan kaldıran bir başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da sahip olduğu yetkileri büyük ölçüde artırdı” ifadeleri yer aldı.

‘Hükümet, darbe sorumlularını adalet önüne çıkarmakta haklı ama baskı uygulamamalı’
Açıklamada, “Türkiye, 2016 Temmuz’unda, 250 kişinin öldüğü şiddetli bir darbe girişimi yaşadı. Erdoğan ve hükümeti, o tarihten bu yana aldıkları baskıcı önlemlerin birçoğunun darbeye verilmiş meşru yanıtlar olduğunu ileri sürerek haklı göstermeye çalıştı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre hükümetin, darbe girişiminin sorumlularını adaletin önüne çıkartması gerekli olmakla birlikte, hükümeti eleştirenlere ve muhaliflere uygulanan geniş kapsamlı baskılar bu amaca hizmet etmiyor, tam aksine bu amaçtan sapılmasına yol açıyorlar” ifadeleri yer aldı.

‘KHK’lıların çoğu çalışamıyor, temel kamu hizmetlerinden yararlanamıyor’
UPR incelemesi kapsamında BM’ye sunulan raporlarda, “Terör örgütleriyle ilişkili oldukları iddiasıyla, darbe girişimin ardından KHK ile kamu görevinden alınan 130 binden fazla kişinin geleceğinin belirsizliğini koruduğu” belirtiliyor.

HRW konuya ilişkin açıklamasında, “Söz konusu kamu görevlilerinin (KHK’lıların) itirazlarını incelemek için kurulan komisyon bugüne dek göreve iade talebiyle yapılan başvuruların çoğunu reddetti. Etkin başka bir çare de bulunmadığından, bu insanların çoğu iş bulamıyor, seyahat edemiyor ve temel kamu hizmetlerinden yararlanamıyorlar” dedi.

‘İşkence ve adam kaçırma iddiaları’
UPR raporlarında öne çıkan başlıklardan biri de işkence iddiaları. Söz konusu iddialarla ilgili HRW, “Polis gözetimi altında işkence ve kötü muamele yapıldığına ilişkin ısrarlı ve güvenilir raporlara rağmen iddiaların araştırılması için bir girişimde bulunulmadığına” dikkat çekiyor.

Basın özgürlüğü: Gazeteciler faaliyetleri için yargılanıyor
Raporda, “Çok sayıda gazetecinin gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılandığı ifade edildi. Yazılı açıklamada, “Özgürlükleri tehdit edilen çok sayıdaki gazeteciden biri olan Ahmet Altan, yazdığı yazılar nedeniyle, darbe ile bağlantılı suçlardan hala hapiste tutuluyor. Binlerce vatandaş da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı veya iktidar partisi AKP’yi eleştiren sosyal medya paylaşımları nedeniyle Türkiye mahkemeleri tarafından para ve hatta hapis cezalarına çarptırıldı” denildi.

Türkiye’ye talepler: Keyfi yargılamalara son verme, yargı bağımsızlığı, AİHM kararlarına riayet çağrısı
HRW, Türkiye konulu toplantıya katılacak BM üyesi devletlerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümetinden şunları ısrarla talep etmesini istiyor:

“Aktivistlerin, muhalif politikacıların, insan hakları savunucularının ve gazetecilerin suç sayılabilecek faaliyetlerinin varlığını gösteren inandırıcı deliller olmadığı halde, şiddet içermeyen faaliyetleri nedeniyle keyfi ve uzun süreli tutukluluk hallerine ve yargılanmalarına son verilsin.”

“Yargının tarafsız olması sağlansın, hakimler ve savcılar üzerindeki siyasal baskılar kaldırılsın ve insan haklarını koruyan yasalar çıkarılsın.”

“Barışçı toplanma özgürlüğünün genel ve kapsamlı yasaklarla, keyfi ve orantısız bir şekilde kısıtlanmasına son verilsin.”

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala’nın ve Selahattin Demirtaş’ın keyfi ve uzun süreli tutukluluk hallerine son verilerek, derhal serbest bırakılmaları yönündeki kararları uygulansın.”

“Türk Ceza Kanununun, Terörle Mücadele Kanununun ve ilgili diğer tüm kanunların ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlükleriyle, bilgiye erişim hakkının kısıtlanması için kullanılan tüm maddeleri, bu kanunların uluslararası insan hakları standartları ile uyumlaştırılması amacı gözetilerek, gözden geçirilsin.”

Sosyal Medyada Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ