“Yürütmenin yargı kararlarını değiştirme yetkisi yoktur”
Kıbrıs Türk Barolar Birliği, hükümetin açıkladığı “Toplumsal Dayanışma İçin 2. Ekonomik Tedbirler ve Destek Paketi”nin 12. maddesinin yargı kararlarıyla ilgili olduğunu ve Anayasa‘nın açıkça ihlal edilmesi sonucu doğuracağını kaydetti.
Barolar Birliği, hükümeti uyarmanın görevleri olduğunu belirterek, uyarılarının dikkate alınmaması durumunda konuyu Anayasa Mahkemesine taşıyacağını bildirdi.
Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, bugün Kıbrıs Türk Barolar Birliği’nde mahalli baroların da katılımıyla basın toplantısı düzenledi.
Esendağlı, Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Lefkoşa Mahalli Barosu, Girne Mahalli Barosu, Mağusa Mahalli Barosu ve Güzelyurt Mahalli Barosu’nun amacının, 22 Haziran’da açıklanan 2. Ekonomik Paket ile ilgili bazı hususların kamuoyu ve Bakanlar Kurulu’nun dikkatine sunmak olduğunu söyledi.
“HÜKÜMETİ UYARMAK GÖREVİMİZ”
2. Ekonomik Paket’in 12. maddesinin yargı kararlarıyla ilgili olduğunu hatırlatan Esendağlı, şöyle devam etti:
“Buna göre, aile davaları haricindeki yargısal işlemlerde verilen hükümlerin uygulanmasının 31.12.2020 tarihine kadar durdurulması amaçlanmaktadır.
Anayasa’nın üzerine tesis edildiği ‘hukukun üstünlüğü’ ve ‘kuvvetler ayrılığı’ prensipleri ışığında yapılmak istenen düzenlemenin Anayasa’nın açıkça ihlal edilmesi sonucunu doğuracağı konusunda KKTC Hükümeti’ni uyarmak, her şeyden önce görevimizdir.
“YÜRÜTMENİN YARGI KARARLARINI DEĞİŞTİRME YETKİSİ YOKTUR”
Yürütme organının yargı kararlarını değiştirme veya erteleme yetkisi yoktur. Bu yetki, Cumhuriyet Meclisi’ne dahi tanınmış değildir. KKTC Bakanlar Kurulu, bu kadar açık bir yetki gasbına hiçbir şekilde tevessül etmemelidir.
Böyle bir girişimin, devletin üzerinde yükseldiği temel hukuki prensiplere vurulmuş kalıcı bir darbe olmaktan öte bir anlam ifade etmeyeceği görüş ve iddiasındayız.
Konunun Anayasal boyutu bir yana, mahkeme hükümlerinin uygulanmasının yıl sonuna kadar ertelenmesinden herhangi bir toplumsal fayda sağlanamayacağını değerlendirmekte olduğumuzu da belirtmek isteriz.
“BÖYLE BİR UYGULAMAYLA İYİLİK YAPILMIŞ OLUNMAZ”
Böyle bir uygulamanın sanıldığı gibi sadece hükümlü alacaklı açısından değil; birikmiş faiz yükü ve daralmış bir ödeme periyotu ile karşı karşıya kalacak borçlu açısından da olumsuz neticeler yaratacağı, başka bir deyişle aslında borçlulara hiçbir şekilde iyilik yapılmış olunmayacağı açıktır.
Toplamda 9 ayı aşkın bir süre durdurulmuş olan mahkeme işlemlerinin, bu periyottan sonra yaratacağı iş yükü ve yığılmanın nasıl aşılacağı ise başka önemli bir sorun olarak önümüzde durmaktadır.
Yapmış olduğumuz uyarıların dikkate alınmasını umut etmekteyiz. Aksi halde konuyu Anayasa Mahkemesi nezdine taşıyacağımız konusundaki uyarımızı yenileriz.”