“Yeraltı dünyası mensupları için tedbir alınmazsa ülke olarak itibar kaybedileceğiz”

HP Genel Başkanı Kudret Özersay, Başbakana toplumun menfaatini gözeten 3 konuda sorular ve öneriler başlıklı konuşma yaptı.

Kudret Özersay, hükümet yetkililerinin ve Başbakanın genel kurulda olmamasını eleştirerek, başbakan genel kurula gelmeden konuşmasını yapmayacağını belirtti.

Maraş’taki malların değerini bulması için çalışma yapıldığının söylendiğini anımsatan Özersay, “kapalı değil açık kısmında yaşayanların zaten yıllardır mahrumiyet bölgesinde yaşamaktan şikayet ettiğine” işaret ederek “kanalizasyon altyapısı bile olmayan açık Maraş dururken kapalı Maraş’ta çalışma yapılmasını” eleştirdi.

“Kapalı Maraş’ın seçime malzeme olarak açıldığını” söyleyen Özersay, Maraş’ın bundan sonra bütünlüklü şekilde ele alınması gerektiğini vurguladı.

TL’nin döviz karşısında bu şekilde değer kaybederken gençlerin konut sahibi olma noktasında ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Özersay, önceki dönemde başlatılan sosyal konut projesinin bir çıkış yolu olabileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı’nın 3 binden fazla Rum ve yabancının Maraş’taki mallarıyla ilgili başvuru yapıldığını açıklandığını ancak kendisinin bunun yüzde 10’u kadar olduğunu bildiğini, bu rakamın ne zaman ne şekilde elde edildiğini bilmek istediğini belirten Özersay, Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığıyla yapılacağı söylenen çalışmaları eleştirerek, komisyonun başkan ve üyelerinin hala belirlenmemiş olduğunu hatırlattı.

Türkiye’de “yeraltı dünyası mensuplarının bir süre KKTC’de kalacağıyla” ilgili haberlere değinen Özersay, bu konuda bir tedbir düşünülüp düşünülmediğini sordu. Özersay, tedbir alınmazsa bu şekilde anılan bir ülke olarak itibar kaybedileceği uyarısında bulundu.

Özersay, Geçitkale Havalimanı konusunda herhangi bir adım veya açıklama görmediğini belirterek, içinde bulunulan şartlarda bunun üzerinde konuşulması gereken bir konu olduğunu belirterek “ 20 Temmuz’da başkalarının yapacağı açıklamalardan mı öğreneceğiz konunun detaylarını “diye sordu.

Garanti ve ittifak anlaşmalarına atıfla bir adım atılmasının doğru olmadığını, bu konunun kapsam ve sınırlarının belirlenerek bir anlaşmayla istismar edilmeyecek şekilde yapılabileceğini söyledi.