“Üretken bir yaşam için ‘iyi beslenin'”

Kıbrıs Türk Diyetisyenler Birliği, KKTC’de bulunan sağlıkla ilgili kurum ve kuruluşlarda diyetisyenlerin görevlendirilmesinin halk sağlığının korunması ve geliştirilmesinde önemli bir adım olacağını belirtti.

Birlik Genel Sekreteri Uzm. Dyt. Seliz Bağcılar, 15 Mart Diyetisyenler Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, bilimin ışığında, hem bireylerin hem de halk sağlığının iyileştirilmesi için çalışan tüm diyetisyenlerin, Diyetisyenler Gününü kutladı.

Yiyecek ve beslenmenin, sağlıkla yakından ilişkili olduğuna işaret eden Bağcılar, hem yiyeceğin, hem de beslenmenin bir halk sağlığı meselesi olduğunu, halk sağlığının temel endişelerinden birinin, herkes için minimum düzeyde gerekli, beslenme açısından yeterli ve güvenli gıdaya erişimin sağlanması olduğunu vurguladı.

Üretken bir yaşam için “iyi beslenmenin” temel olduğuna dikkat çeken Bağcılar, şöyle devam etti:

“Ancak şu anda yetersiz beslenme dünya çapında bir halk sağlığı sorunudur. 2025 yılına kadar, çoğu yetersiz beslenmeyle bağlantılı olan kronik bulaşıcı olmayan hastalıkların küresel hastalık yükünün üçte ikisinden sorumlu olacağı tahmin edilmektedir. Yetersiz beslenme, yetersiz besin alımının sonucu olarak tanımlanan veya olumsuz tıbbi etkilerin ortaya çıkabileceği şekilde besinlerin aşırı tüketimi olarak tanımlanan aşırı beslenme durumu olarak tanımlanabilir.

Günümüzde, toplumumuzu da etkileyen kalp hastalıkları, diyabet ve kanser gibi birçoğu önlenebilir hastalıklardan korunma ve bu tür hastalıklara yakalanan bireylerin hayat kalitelerinin arttırılması açısından beslenme oldukça etkilidir. Ayrıca, bu hastalıkların bireyler üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasında da beslenmenin rolü büyüktür.”

Diyetisyenlerin, bireylerin yedikleri ve içtikleri yoluyla sağlıklarını korumalarına veya iyileştirmelerine yardımcı olduklarını, bunu iyi yeme ve içme konusunda verdikleri halk eğitimleri yoluyla yaptıklarını ifade eden Bağcılar, ayrıca daha sağlıklı gıdalara erişimi iyileştirmek için devletin sağlık ve gıda ile ilgili görev alan birimleri ile birlikte çalıştıklarını, bazı diyetisyenlerin ayrıca okullarda, hapishanelerde, işyerlerinde, hastanelerde, kliniklerde veya çocuk merkezlerinde de çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.