“Rum tarafının kışkırtıcı faaliyetleri endişe verici bir boyuta ulaşmıştır”

Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, diğer bazı ülkelerle birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin aleyhine sürdürdüğü askeri faaliyetlerin, Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin önemini ve vazgeçilmezliğini bir kez daha ortaya koyduğunu, hak ve çıkarlarını tek dayanağının, Türkiye ile birlikte savunmanın ne denli hayati olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Dışişleri Bakanlığı yazılı açıklamasında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Rum Milli Muhafız Ordusu’na, Fransa’dan saldırı helikopterleri alınması için ön ödeme yapmayı karara bağladığının öğrenildiği kaydedildi.

“Bu karar, Rum tarafının Adamız ve Doğu Akdeniz’deki istikrar ve huzur ortamını tehdit eden silahlanma programına hız kesmeden devam ettiğini bir kez daha teyit etmektedir” denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Sınır hattı boyunca 250’ye yakın ağır silah mevzileri yerleştiren, papazlara silah atış talimi yaptıran, PKK terör örgütüne destek veren, silah ve mühimmata milyonlarca Euro harcayan, birçok ülke ile artan sayıda askeri tatbikat gerçekleştiren ve ikili askeri ittifaklar kuran Rum tarafının bu kışkırtıcı faaliyetleri endişe verici bir boyuta ulaşmıştır. Bu askeri faaliyetlerin Kıbrıs Türk halkına karşı yapıldığı açıktır.

Kıbrıs Türk Halkına karşı bir tehdit unsuru haline gelen silahlanma faaliyetlerine hız kesmeden devam eden Rum tarafının sözde güven yaratıcı önlem önerileri, dünya kamuoyunu yanıltmaktan başka bir amaca hizmet etmemektedir. Uluslararası toplumun Rum tarafının bu oyununu görmesi gerekmektedir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyelerinden Fransa’nın Rum tarafına saldırı helikopteri satması, Amerika Birleşik Devletleri’nin ise silah ambargosunu kaldırması, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin güvenilir ve tarafsız bir kurum olmadığının en bariz ve yeni göstergeleridir.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile iş birliği yaparak tehditkâr politikalarına askeri destek veren ülkelerin bu tavrı iki halk arasında müzakere edilmiş ve kabul edilebilir bir anlaşma olasılığını yok etmektedir. Ayrıca GKRY’ne koşulsuz verilen bu destek Doğu Akdeniz’de ihtiyaç duyulan huzur ve istikrar ortamının tesis edilmesini de engellemektedir.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin diğer bazı ülkelerle birlikte ülkemiz aleyhine sürdürdüğü askeri faaliyetler, Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin önemini ve vazgeçilmezliğini bir kez daha ortaya koymakta, hak ve çıkarlarımızı tek dayanağımız Türkiye ile birlikte savunmamızın ne denli hayati olduğunu göstermektedir.”