Rum siyasi partiler New York görüşmesini değerlendirdi

Rum siyasi partiler New York görüşmesini değerlendirdi

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in New York’ta gayriresmî çalışma yemeği çerçevesindeki görüşmesinin sonuçları hakkında Rum siyasi partilerinden olumlu ve olumsuz değerlendirmeler geldi.
Fileleftheros’un “Yemeğin Olumlu ve Olumsuzları… Partilerin New York Üçlü Görüşmesiyle İlgili İlk Tepkileri” başlıklı haberine göre DİSİ Başkanı Averof Neofitu, Genel Sekreter’in özel danışman ataması beklendiği gerekçesiyle yemeği “olumlu” değerlendirdi.
“Benim açımdan, Sayın Lute’un görevini devam ettirmek üzere Genel Sekreter tarafından temsilci atanmasının beklenmesi oldukça olumludur. Diyaloğa ihtiyacımız var” diyen Neofitu, özetle şunları ekledi:
“Diyaloğa ihtiyacımız var çünkü çıkmazı ancak bir diyalog ile kırabiliriz. Hedeflerimizi değiştirmeden ama Başkan Anastasiadis’in de dediği gibi, her zaman diyaloğa hazır olduğumuzu beyan etmeli ve Kıbrıs sorununun çözümü için özlü bir diyalog çabasında ortamı iyileştirecek güven yaratıcı önlemlere de önem vermeliyiz.”
AKEL, New York görüşmesinin sonucunun, Türk tarafının egemen eşitlik ve iki devlet çözümü talebi nedeniyle, öncesinde var olan düşük beklentileri doğruladığı görüşünü ortaya koyduğu açıklamasında özetle şunları kaydetti:
“Geçmişin deneyimi dikkate alındığında, özlü müzakerelere yeniden başlamak yerine güven yaratıcı önlemleri görüşme perspektifinin sonuç vereceğinin hiçbir garantisi yoktur ve tek başına, müzakere prosedürü olmadan, ileri götürülmekte olan emrivakileri ve kesin taksim sürecini engelleyemez. Türkiye’nin ve Ersin Tatar’ın bu tavrına Kıbrıs Rum tarafının cevabı, müzakerelere 2017’de koptuğu yerden devam etmek hedefiyle uzlaşılmış zemine ve yakınlaşmalara sıkı sıkıya bağlı kalmak olmalıdır.”
DİKO açıklamasında, Türk tarafının iki devlet çözümü ve ayrı egemenliklerdeki ısrarı ve BM açıklamalarında Güvenlik Konseyi kararlarının belirlediği uzlaşılmış çözüm çerçevesi ifadesinin yer almıyor olmasının, “prosedüre dair çok da iyimserlik olanağı bırakmadığı” görüşünü ortaya koydu. “BM’nin aradığı ortak zemin konfederasyon mu? Tatar’ın açıklamaları maalesef, Türkiye’nin, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü nedeniyle herhangi bir bedelle karşı karşıya kalmazsa çözüme ne acele ettiğini, ne de çözüm istediğini doğrulamaktadır” ifadesine yer verdi.
EDEK “Güven Yaratıcı Önlemlerde uzlaşma için sonu gelmez görüşmelere girmek Kıbrıs sorununu, istila ve işgal sorunu doğru zemininden çıkarır, işgal rejiminin ek menfaatler ciro etmesine katkı yapar” dedi.
DİPA, New York görüşmesinin sonucunun “Kıbrıs sorununun artık yeni bir çıkmaz aşamasının eşiğinde bulunduğunu teyit ettiği” görüşünü ortaya koydu.
ELAM ise “Üçlü veya beşli konferanslar çözüme değil tam aksine katkı yapıyor. Bu nedenle Kıbrıs sorununu, ilgili kararların tayin ettiği gibi uluslararası konferansa götürmemiz şarttır” ifadesini kullandı.


II. HRİSOSTOMOS: “TÜRK DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI RAHATSIZ OLMUŞ, VARSIN OLSUN”
Gazete, Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’un değerlendirmesini “Başpiskopos Türklerin Tepkilerini Umursamıyor… New York Üçlü Görüşmesinden Sonra Ümitler Sönük” başlığıyla ayırdı.
Gazeteye göre II. Hrisostomos, 27 Eylül’deki yemekten sonra “ümitlerin sönük olduğunu belirterek “yemek pazartesi gecesi geç vakitte bittiğinden bilgi edinemedim ancak hiçbir şey olmadığı kanaatindeyim” dedi, özetle şunları ekledi:
“Belki biraz ümit vardır ancak Ersin Tatar Ankara tarafından güdüleniyor, Ankara’nın hedefinin de Kıbrıs’ta Kıbrıs Türk devleti yapmak olduğunu çok iyi biliyoruz.Yaptı ama sahte devlettir, kimse tanımıyor. Bizim tanımamızı istiyorlar. Başta Başkan olmak üzere Kıbrıs’ta Türk devletini tanıyabilecek tek kişi yoktur. Olduğuna inanmıyorum. Kilise olarak biz böyle bir şeyi reddediyoruz.
Seçimler öncesinde kimsenin, görüşmelerin başlayıp iki devlet çözümü bulunmasına, devletin de, Türkiye’nin istediği gibi bizimkiyle, yani yüzde 18’in yüzde 82 çoğunlukla eşit olmasına az da olsa imkân tanımaya cesaret edebileceğini sanmıyorum.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamalarımdan rahatsız olduğunu öğrendim. Varsın rahatsız olsun, şahsen beni hiç ilgilendirmez. İstediklerini yapsınlar. Boşa çıkacaktır. Akıllarını başlarına almıyorlar. Zannederim, saçmalıkları devam ettirmememiz gerek.”

Sosyal Medyada Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ