Rum Basını: “Anastasiadis’in esas muhatabı Çavuşoğlu olacak”

Rum Basını: “Anastasiadis’in esas muhatabı Çavuşoğlu olacak”

Rum basını Genel Sekreter Antonio Guterres’in 5’li konferans toplaması durumunda Türk tarafının diplomatik planının ne olacağını sorguluyor.
Politis “Anastasiadis Çavuşoğlu İle Doğrudan Görüşmelere” başlığıyla manşete çektiği haberinde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ilk gayrı resmî görüşmelerinde Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e Türkiye ile tamamen aynı çizgide olduğunu söylerken çok samimi olduğunu vurguladı.
Tatar’ın görüşme sırasında sıkılıkla müsaade isteyerek çalışma arkadaşları ile mesaj yoluyla iletişim kurduğunu öne süren gazete “gerek Türk gerek Kıbrıs Türk tarafının kabul ettiği gayrı resmî beşli konferansta Kıbrıs Rum tarafının ve Nikos Anastasiadis’in esas muhatabının Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu olacağı değerlendiriliyor” ifadesini kullandı.
Gazete gerek Kıbrıslı Türk gerekse Rum siyasi analizcilerin “Tatar ile müzakere ederken Türkiye ile müzakere ediyor olunacağını, bunun da kesinlikle Rum tarafının işini çok zorlaştırabilecek tuzaklar barındıracağına ve Türk tarafının beşli konferansta taktikle ilerleyeceğine inanç belirterek dikkatli olunmasını tavsiye ettiklerini” yazdı.
Gazete Tatar ile Anastasiedis’in ilk gayrı resmî görüşmesi ve yapılan açıklama sonrasında Genel Sekreter Antonio Guterres’in geçici Kıbrıs danışmanı Jane Holl Lute’a, bu hafta içerisinde bütün taraflarla keşif temaslarına başlama yetkisi verdiği, Lute’un Kıbrıs’taki iki tarafla ve garantör güçlerle konuşacağını yazdı.
BM’nin, Kıbrıs sorununda bundan sonra atılacak adımların görüşüleceği prosedürel nitelikteki gayrı resmî beşli konferansın konusu ikilemi ile karşı karşıya kaldığını yazan gazete, konferansın bazı üyelerinin Türk tarafının tezlerini iki devlet müzakerelerinin başlamasını mı? Bütün çözümlerin masada bulunmasını mı yoksa masada yeni fikirler de olması gerektiğini göstermek için iki bölgeli iki toplumlu federasyonu görüşmeye mi başlamak niyetinde olduğunu önceden bilmek istediklerini yazdı.
Gazete edindiği bilgilere dayanarak Guterres’in ne ile karşılaşacağını bilmek istediğinden, Lute’un müdahillerle ana istişare konusunun da bu olacağını kaydetti. Lute’un Ada’ya geliş tarihinin kesinleştirilmediğini ancak muhtemelen Kasım sonu-Aralık başlarında geleceğini ekledi.
Aynı gazete Rum fikir önderlerinden Makarios Drusiotis’in bu haftaki “İki Devlet Çözümü Sıcak Patatesi” başlıklı analiz yazısına yer verdi.
Önümüzdeki dönemde ne beklenmesi gerektiğini kestirebilmek için geçmişe dönerek bugüne nasıl ulaşıldığına bakmak gerektiğine dikkat çeken Drusiotis, Anastasiadis’in Temmuz 2017’de, Crans Montana’daki konferans sırasında Çavuşoğlu’nun yanına giderek “iki bölgeli iki toplumlu federasyon konuşarak zamanımızı harcıyoruz. Başka çözümler aranmalı” dediğini ve Şubat 2018 başkanlık seçimleri geçene kadar zaman istediğini hatırlattı.

“İKİ DEVLET FİKRİYLE FLÖRT EDEN ÇOK”
Drusiotis Türkiye’nin bu zamanı verdiğini, Anastasiadis’in de perde gerisinde, iki devlet çözümü için destek bulmaya çalıştığını, Eylül 2019’da Çavuşoğlu ile durum değerlendirmesi yapmak üzere New York’ta görüştüğünde de iki devlet çözümünün kamuoyundan geçemeyeceğini söyleyerek alternatif çözüm olarak konfederasyon önerdiğini anımsattı, özetle şunları aktardı:
“Geçen Salı günkü ilk görüşmelerinde Anastasiadis müzakerelere Crans Montana’da kalınan yerden başlanmasını istedi, Tatar ise federasyondan başka çözümler aranması gerektiğini söyledi. Anastasiadis’in kast ettiği gerçekten de taksim ise karşısında, bunu kendisiyle görüşmeye hazır bir muhatap var. Ancak müzakerelere öyle bir gündemle gitse de Kıbrıs’ta kimsenin taksimi alenen savunmaya cesareti yoktur. İki devlet fikriyle flört eden çoktur ancak bu çözümün kendiliğinden olmasını, bunu da Türkiye’ye yüklemek istiyorlar. Taksim taraftarlarının şanssızlığı Türkiye’nin, kendi jeopolitik ve ekonomik sebeplerinden dolayı Kıbrıs sorununu kapatmaya ve iki devlet sıcak patatesinin de Anastasiadis’in elinde olmasına karar vermiş olmasıdır. Sonraki adım, Genel Sekreter tarafından bir istikşafi konferans çağrılmasıdır. Bu Türkiye’nin ortaya attığı, BM ile AB’nin de benimsediği bir fikirdi. İstikşafi konferansın ¬iki hedefi vardır: ne tür bir çözüm görüşüleceği ve yeni bir başarısızlığın ertesi günü ne olacağı netleştirilecek. Siyasi olarak Anastasiadis’in Federasyondan başka seçeneği yoktur. Ancak bunu söylemek yeterli değil. Guterres çerçevesini tereddütsüz ve şartsız kabul etmesi gerek. Ve altı buçuk yıl önce neden reddettiğini de izah etmesi gerekir. Bunu yapmayı reddederse, elinde sadece, Maraş’ın kaybedilmesinin başlangıç olacağı taksimin sorumluluğu sıcak patatesi kalacak. Kıbrıs sorununda 50 yıllık taktik oyunlarından sonra, gerçeğin zamanı yaklaşıyor.”

ANASTASİADİS BEŞLİ KONFERANSA GİDERSE “KAPANA KISILIR”
Haftalık Simerini “Başkan Kapanda … Guterres: Konfederasyon İle Gevşek Federasyonu Evlendirmeye Sıcak Bakıyor” başlıklı manşet haberinde Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in, “sahne netleşmeden bir beşli konferansa gitmesi halinde şunlara sürükleyecek bir prosedürde kapana kısılmasından korkulduğunu” yazdı:
1-“Kıbrıs Cumhuriyeti”nin Türkiye tarafından tanınması yerine KKTC’nin tanınması, 2-KKTC’nin ayrı devlet olamayacağını kat-i şekilde belirleyen 541 ve 550 sayılı kararların erozyonu ve sessiz lağvı, 3-Müzakere zemininin değişmesi ve bir konfederal çözüm görüşmesine dönüşmesi ve 4-Türkiye’nin “Kıbrıs MEB”i içerisinde yaratmak istediği emrivakilerin kalıcılaşması.
Gazete iki toplum liderinin yeni bir beşli konferansa katılmaya hazır olduğunu beyan ettiğini, BM Genel Sekreteri’nin de Lute’un Kıbrıs’ı ziyaret etmesinin ardından bundan sonra, özellikle de prosedürü ilerletmeye karar vermesi halinde atılacak adımlar üzerinde çeşitli düşünceleri olduğunu, diplomatik kaynaklarına dayanarak şunları yazdı:
“Diplomatik kaynaklar Guterres’in ana düşüncelerinden biri, müdahillerin, ortaya çıkacak sonucu talimat ve yorumlarla haklı gösterebilecekleri şekilde Türk konfederasyonunun gevşek federasyon ile evlendirilmesi olduğunu söylüyor. Başkan Anastasiadis gevşek federasyonla flört ediyor ancak sorun, Türkiye’nin ve Tatar’ın diğer çözüm şekillerine, konfederasyona da iki devlete de tereddütsüz atıf yapan aleni söylemlerinde saptanıyor.”

Sosyal Medyada Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ