Leyen: “Güvenli üçüncü ülke kavramı yeni değil. Bu, zaten AB hukukunda yer alıyor”

Leyen: “Güvenli üçüncü ülke kavramı yeni değil. Bu, zaten AB hukukunda yer alıyor”

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde liste başı adayı olduğu Avrupa Halk Partisinin (EPP) manifestosunda, sığınma talebinde bulunan kişilerin “güvenli üçüncü ülkelere” sınır dışı edilmesi unsuru, İngiltere’de çok tartışılan “Ruanda planı”nı akla getirdi.

Von der Leyen, AP’nin en büyük grubu olan merkez sağ eğilimli EPP’nin Romanya’nın başkenti Bükreş’te düzenlenen kongresinde, haziranda yapılacak AP seçimi için resmen aday gösterilmesinin ardından, EPP Grup Başkanı Manfred Weber’le ortak basın toplantısında konuştu.

Gazetecilerin bir süredir gündemde olan düzensiz göçle mücadelede “Ruanda planı”nı uygulayacağı iddialarına yanıt veren von der Leyen, “Ne yaparsak yapalım, AB hukuku ve uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerimize tam riayet edeceğimizin kesinlikle açık olduğunu düşünüyorum. Güvenli üçüncü ülke kavramı yeni değil. Bu, zaten AB hukukunda yer alıyor.” dedi.

EPP Grup Başkanı Weber de “Değerlerimizin korunması gerekiyor ama öte yandan Avrupa’nın her yerinde insanlar bizden kaçak göçmenlerin sayısını azaltmamız gerektiğini bekliyor.” ifadesini kullandı.

– “Güvenli üçüncü ülkeler” planı

EPP’nin, İngiltere’nin Nisan 2022’de hazırladığı, düzensiz göçmenleri Ruanda’ya gönderme planına benzer bir uygulamayı hayata geçirmek istediği iddia edilmişti.

EPP tarafından AP 2024 seçimleri için hazırlanan manifestoda, sığınma talebinde bulunan kişilerin üçüncü ülkelere sınır dışı edilmesini ve AB ülkelerinde koruma alanlar için kota sistemi uygulanmasını içeren göç reformuna yer verilmişti.

AB’nin iltica hukukunda “köklü değişiklik yapılmasının” savunulduğu reforma göre, bu hakkın kime ve nerede verileceği, üye ülkelerin karar yetkisi dahilinde olacak. Bu doğrultuda üçüncü ülkelerle anlaşmalar imzalanarak AB’ye sığınma talebinde bulunan kişilerin transfer edilebileceği “güvenli üçüncü ülkeler” kategorisi oluşturulacak. Güvenli üçüncü ülkelere transfer edilen kişilerin iltica süreci burada devam edecek ve sığınma başvurusunun onaylanması halinde kişiye, üçüncü ülkede koruma sağlanacak.

Reforma göre, güvenli üçüncü ülkelerin belirlenmesi için kriterler, Cenevre Mülteci Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin temel yükümlülükleriyle uyumlu olacak.

Manifestoda, söz konusu iki sözleşmeye işaret edilerek sığınma talebinde bulunan kişiye ülkesini seçme hakkının tanınmadığı hatırlatıldı.

– “Sığınmacı kotası” önerisi

Reformda ayrıca, “Güvenli üçüncü ülkeler” planının başarılı şekilde uygulanmasının ardından AB’nin “korunmaya muhtaç kişilere yönelik yıllık insani kota sistemi” yoluyla bu kişileri Birliğe kabul etmesi önerildi.

AB’nin göç politikasının üçüncü ülkelerle vatandaşlarının ülkelerine geri gönderilmesi veya geri kabulü konusunda işbirliğine dayanması gerektiği vurgulanırken buna rağmen “Ukrayna’daki mevcut durum” nedeniyle Ukraynalı mültecilerin geri gönderilmemesi gerektiği savunuldu.

Afrika’dan AB’ye göçü azaltmak için de “Afrika ülkeleriyle ekonomik refahın ve sosyal kalkınmanın teşvik edilmesi ve tüm Afrika halkının yararına olacak şekilde genç neslin beyin göçünün önlenmesi için Afrika’ya yönelik bir Avrupa yatırım planıyla desteklenen yeni bir anlaşma yapılması gerektiği” ifade edildi.

– Tartışmalı “Ruanda planı” nedir?

İngiliz hükümeti, Nisan 2022’de hazırlanan “Ruanda Planı” kapsamında, düzensiz göçmenleri ve ülkeye yasa dışı yollarla girip sığınma talebinde bulunanları, Ruanda’ya gönderme hedefini açıklamıştı.

Ülkede muhalefet, insan hakları örgütleri ile Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun tepki gösterdiği karar, Yargıtay ve Yüksek Mahkemece yasaya uygun bulunmuştu. Kararın ardından Haziran 2022’de Ruanda’ya 7 kişiyi taşıyan ilk uçuş ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla durdurulmuştu. Bunun üzerine, İçişleri Bakanlığı, Yüksek Mahkeme’de yeni bir dava açmış, mahkeme de 19 Aralık 2022’de Ruanda uçuşunun yasal olduğuna karar vermişti.

Mahkeme, temyiz yolunu da açık tutmuş, insan hakları savunucularının bu mahkemede açtığı dava sonucu 29 Haziran’da Ruanda planının yasalara uygun olmadığına karar verilmişti. Hükümet ise Temyiz Mahkemesinin kararını Yüksek Mahkeme’ye taşımış, Yüksek Mahkeme de 15 Kasım’daki kararında Ruanda’ya gönderilecek kişileri bu ülkede kötü muameleye maruz kalma ve kendi ülkelerine gönderilme gibi riskler bulunduğunu belirterek planın yasaya uygun olmadığını açıklamıştı.

Bunun üzerine Ruanda’yla 5 Aralık 2023’te yeni bir anlaşma imzalanmıştı.

Bu anlaşmaya göre, İngiltere’nin Ruanda’ya gönderdiği düzensiz göçmenler, İngiltere dışında başka bir üçüncü ülkeye sınır dışı edilemeyecek. Ruanda’daki diğer sığınmacılarla aynı haklara sahip olacak söz konusu kişilerin yasal talepleri için destek verilecek. Ruanda’nın sorumlulukları bağımsız gözlemciler tarafından kontrol edilecek. Yasa tasarısıyla Ruanda, düzensiz göçmenlerin sınır dışı edilebileceği güvenli ülke kabul edilecek. Ruanda’nın güvenli olduğunu gösterir yasal adımlar ve uygulamalar da hayata geçirilecek.

– 2016’dan bu yana düzensiz göçmen sayısında rekor

AB’nin sınır koruma ajansı Frontex’in verilerine göre 2023, 2016’dan bu yana AB ülkelerine gelen düzensiz göçmen sayısının en yüksek seviyeye ulaştığı yıl oldu. 2023’te AB’ye, 2022’ye oranla yüzde 17’lik artışla yaklaşık 380 bin kişi yasa dışı yollardan girdi.

Düzensiz göçle mücadele, AB ülkeleri arasında yıllardır en çekişmeli konuların arasında yer alıyor.

AB yönetimi, 2015-2016’da patlak veren göç krizinden bu yana göçmenlerin, Avrupa toprağına ayak basmalarından sonra üye ülkeler arasında nasıl dağıtılacakları ya da geri gönderilecekleri sorularına yanıt arıyor.

Sosyal Medyada Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ