Kıbrıs sorununda 3 senaryolu yoğun perde gerisi

Kıbrıs sorununda 3 senaryolu yoğun perde gerisi

İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın, Kıbrıs sorununda gelişmelere yol açacak yeni bir sahne düzenleyerek üç senaryo üzerinde çalıştığı, senaryoların halen BM’nin ve müdahil bütün tarafların önünde bulunduğu bildirildi.

Fileleftheros, “Üç Senaryolu Yeni Sahne… İngilizler Perde Gerisinde Hareket Ediyor, Sonraki Hareketler İçin Nabız Yoklamalar… 2014’teki Gibi Ortak Açıklama Yayımlanması Üzerinde Duruluyor” başlık ve spotlarıyla manşete çektiği haberinde müzakerelerin, 75’inci BM Genel Kurulu çalışmalarının ardından New York’taki BM merkezinde başlamasının hedeflendiğini yazdı.

İngilizlerin perde gerisinde üç senaryo temelinde hareket ettiğine işaret edilen haberde senaryolar şöyle sıralandı:

“1-New York’a gitmeden önce Tatar ve Anastasiadis arasında mektup teatisinde bulunması. Tarafların, karşı tarafın endişelerini giderme niyetini gösterecek tezler de sunabilecekleri bu mektuplar, bir çeşit müzakerelerin başlayacağı gayriresmî taahhüdü olacak. Bu da önünde, tarafların karşılıklı niyetlerine dair ana eksenleri bulunacak olan BM’nin yeni bir çaba başlatmasına olanak sağlayacak. Bu, gerçekleştirilmesi zor bir argüman addedildiğinden çekmeceye giriyor görünüyor.

2- Şubat 2014’teki gibi bir ortak açıklama yapılması hedefiyle Tatar ve Anastasiadis’in Genel Sekreter ile görüşmesi. O zamanlar Amerikalı müsteşar Victoria Nuland’ın müdahalesi ile Eroğlu ile Anastasiadis arasında sonraki görüşmelere dair bir temel-metinde anlaşmaya varılmıştı. Çözüm şekline dair ifadeler içerdiği için olacak, Eroğlu-Anastasiadis ortak açıklamasına atıf yapılmıyor.

3-BM Genel Sekreteri tarafından, detaylara girilmeden ve tarafları rahatsız edebilecek ifadelerden kaçınarak, tarafları Kıbrıs sorununda yeni bir de çabaya davet edeceği bir açıklama yapılması.”

Edindiği bilgilere dayanarak İngilizlerin bu aşamada, ortak açıklama yapılmasını öngören ikinci senaryo üzerinde durduğunu yazan gazete, istenilenin, müzakerelerin başlaması ve her şeyin süreç içerisinde ortaya çıkması olduğuna, sonuca varmasının önemine dikkat çektiklerini belirtti.

Habere göre İngiltere Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs sorunu yetkilisi Ajay Sharma’nın grubu, BM merkezine gitmelerinden önce taraflara sunulacak bir metin üzerinde de çalıştı ve Genel Sekreter’in geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un da Ağustos sonu veya Eylül başında bölgeye yapacağı ziyarette nabız yoklama rolü üstlenmesi muhtemel görünüyor.

İngilizler iki bölgeli iki toplumlu federasyona çok şey sığdırılabileceğine de işaret ederek, müzakerede her şey üzerinde uzlaşılabileceği mesajını veriyor. Genel Sekreter’in Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’ın da Güvenlik Konseyi’nde dediği gibi, kararlar kısıtlayıcı değil. Lute da Ada’yı son ziyareti sırasında, Genel Sekreter’in iyi niyet misyonu raporuna ‘kendi kendini yöneten bölgeler’ ifadesinin eklenmesi konusunda Rum tarafının nabzını yoklamıştı.

Genel Sekreter Guterres’in, yeni bir başarısızlıktan korkarak yeni bir çaba konusunda temkinli olduğu ve bazı taahhütler istiyor göründüğü kaydedilen haberde, İngilizlerin ısrar etmesi nedeniyle, son tercih olarak, Kıbrıs sorununu canlı tutma çabasıyla, daha çok beklentisi düşük bir hareket sergileyerek kendi (Genel Sekreter) açıklama yapacağı kaydedildi. Genel Sekreter’in, şu anda şartların böyle bir gelişmeye uygun olmadığını bile bile müzakerelere yeniden başlama daveti yapacağı da eklendi.

Gazete, BM Genel Sekreteri’nin New York’ta Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastaiadis ile önce ayrı ayrı görüşeceğini, ardından üçlünün ortak bir toplantı yapacağını belirtti; fakat BM’nin garantör güçleri de bu görüşmeye dâhil etme olasılığının açık olduğuna işaret etti. Bunun, şu iki unsura bağlı olacağına dikkat çekti: Jane Holl Lute’un Ada’da ve muhtemelen bölgeye yapacağı temaslardan kendisine ne götüreceği ve Tatar-Guterres-Anastasiadis üçlü görüşmesinden çıkacak sonuç. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin “gerekmesi halinde bu kez New York’ta yeni bir beşli konferansa katılmak için BM’den yeşil ışık bekleyeceği” de belirtildi.

RUM YÖNETİMİNE TELKİNLER…

Aynı gazete “Lefkoşa’dan Hediyeler ile Kolaylaştırması İsteniyor… Üçüncü Taraflardan Telkinlerle Müdahaleler” başlıklı haberinde, yabancı diplomatların, kapalı Maraş’ın peyderpey açılması ve Türk tarafının iki devlette ısrar etmesi nedeniyle Kıbrıs sorununun “buzdolabına girdiği, Türkiye’den ortamı kötüleştirecek başka hareketler de geleceği” kanaatinde olduklarını yazdı.

Habere göre Londra, Rum yönetimine, müzakereler başlamadığı sürece “Türkiye yeni emrivakilerde bulunacak. Müzakere olmamasının, Türklerin yeni emrivaki hareketlerinde bulunmasına olanak tanıdığı açıktır” telkininde bulunuyor.

Gazete “çeşitli ‘iyi niyetliler’, Kıbrıs sorununda yeni bir prosedürün başlaması çabalarını kolaylaştırmak amacıyla ‘bonkör’ davranması için Kıbrıs Rum tarafına yöneliyor. Çoğu kez bu telkin şantaj şeklinde gelişiyor: Ya ‘hediye’ verilecek veya Türkiye toprağa dair yeni emrivakilerde bulunacak” ifadesine yer verdi.

Alithia haberi “New York’ta Yoğun Perde Gerisi… Beşli Olması İçin Gayriresmî Üçlü İstiyorlar… Türk Uzlaşmazlığı ve İki Devleti İleri Götürmesi Diken… ABD’nin Müdahalesiyle Türkiye’nin Söylem Değiştirmesi Ümidi” başlık ve spotlarıyla ikinci manşet olarak değerlendirdi.

“ABD’NİN DE PERDE GERİSİ ÇABALARA AKTİF KATILMASI BEKLENİYOR”

Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için İngilizlerin başrolünde yoğun perde gerisi hareketlilik yer aldığını yazan gazete, özetle şunları ekledi:

“Artık Kıbrıs’a ilgisini gizlemeyen ABD’nin de bu çalışmalara aktif şekilde karışması bekleniyor. Perde gerisinde, New York’taki Guterres, Tatar, Anastasiadis gayriresmî üçlü görüşmesinin, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başladığı ilan edilebilmesi için üç garantörün de katılımıyla gayriresmî 5+1 (Guterres, Tatar, Anastasiadis, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere) görüşmeye dönüşmesi için çaba harcanıyor. Bu çabadaki, Maraş’taki meydan okumalar, Erdoğan ve Tatar’ın iki devlet ve sahte devletin egemen eşitliğinin yeni müzakere turu başlamadan önce tanınmasındaki ısrarı ile ifade edilen Türk uzlaşmazlığı dikeni varlığını koruyor. Bu tavır, Türkiye’ye uygulanacak baskılar oranında aşılabilir.”

“KIBRIS SORUNUNU 1964’TE BAŞLATAN VE BUGÜNE KADAR AÇIK TUTAN ŞEY SİYASİ EŞİTLİK”

Yine Alithia gazetesi, “Yeniden Birleşme Artık Gerçekçi Değil, Eğer…” başlıklı analiz yazısında “Kıbrıs sorununu 1964’te başlatan ve bugüne kadar açık tutan şeyin siyasi eşitlik olduğu” iddiasında bulundu.

Gazete, bağımsız Alman Bilim ve Politika Kurumu (“Stiftung Wissenschaft und Politik”) Türkiye konuları uzmanı Günter Seufert tarafından kaleme alınan ve 10 Ağustos 2021’de “Frankfurter Allgemeine Zeitung”da yayımlanan analiz yazısında, “tekrar tekrar müzakere edilen Kıbrıs’ın yeniden birleşmesinin bir süredir gerçekçi olmadığı” sonucuna varıldığına dikkat çekti.

Analiz yazısında “Kıbrıslı Rumlar adanın birleştirilmesi için özlü uzlaşı yapmaya niyetli değil ve yetkiyi Kıbrıslı Türklerle paylaşmayı reddediyor” denildiğine işaret eden gazete, bunun da Türk tarafına BM Genel Sekreteri’ne federasyon ile ilgili bir mektup göndermesine, BM’nin de tepki göstermemesine olanak tanıdığına dikkat çekti, özetle şunları ekledi:

“Tam da bu nedenle ciddi Kıbrıs araştırmacısı akademisyen Panayotis Yoakimidis bizi, Türk tarafının argümanını çürütmeye çağırıyor. Bu argüman da Lefkoşa’nın, siyasi (sayısal değil) eşitlik -neredeyse Crans Montana’da uzlaşıldığı gibi- lehinde net bir görüş ortaya koymasıyla çürütülür. Ön şart koşmadan, görüşümüzü pratikte ortadan kaldıracak gerilemeler ve şartlar olmadan. Bize ait bir karar olacak.

Crans Montana’da kalınan noktaya dönmek isteyerek uzlaşılanları ve Guterres Çerçevesi’ni taahhüt ettiğimizi ilan ediyoruz ancak ikna edemiyoruz. Şu çok basit sebepten dolayı ikna edici olamıyoruz: dönüşümlü başkanlığı yeniden müzakereye açmak ve merkezî hükümette bir olumlu Kıbrıslı Türk oyunun kaldırılmasını istiyoruz. Yani özde siyasi eşitliğin kabulünü iptal ediyoruz. Türk tarafının, egemen eşitlik ve iki ayrı devlet isterken argümanı da tam olarak bu.

Siyasi egemenliği kabul ettiğimizi 1992’den beridir net şekilde ortaya koyduk ancak Makarios’un 1960’taki kabulünden bir farkı olmadı. O da siyasi eşitliği kabul ettiğini açıkladı ancak pratikte iptal etti.”

“EGEMEN EŞİTLİĞİN GUTERRES ÇERÇEVESİNİN MADDELERİNDEN BİRİ OLARAK GÖRÜŞÜLMESİ HEDEFLENİYOR”

Politis de haberi manşetten, “Lute’un Üçlü Görüşme Hedefiyle Geri Dönüşü… Halen Uzlaşı Ümidi Olduğuna İnanıyor… BM Genel Kurulu Çerçevesinde 21 Eylül’den 27’sine Kadar BM Merkezinde Bir Görüşme İçin Çaba Harcanacak… Hedef, Kıbrıslı Türklerin Egemen Eşitlik Talebinin Sadece Crans Montana’da Sunulan Guterres Çerçevesi’nin 6 Maddesinden Biri Olarak Görüşülmesi” başlık ve spotlarıyla verdi.

Gazeteye göre New York’ta Kıbrıslı Türklerin egemen eşitlik talebinin, 2017’de Crans Montana’da sunulan Guterres çerçevesinin sadece 6 maddesinden biri olarak görüşülmesi hedefleniyor.

Diplomatik kaynakları işaret eden gazete, Kıbrıs sorununda yeni bir diyalog başlama ihtimali olabilmesi için iki tarafın Cenevre’de netleşen mesafeyi kapatmaya çalışan İngiliz formülünün daha iyi incelenmesi gerektiğine dikkat çekerek özetle şunları yazdı:

“Şubat 2021’de sızdırılan İngiliz formülüne göre:

1-Kıbrıs’ta 1960’tan beri var olan iki toplum, bugün egemen toplum devletleri (community states) olarak 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kurduğu gibi, yani iki toplum olarak Kıbrıs Federal Cumhuriyeti’ni kurabilir. Federal devletin üyelik için yeniden BM’ye veya AB’ye başvurması gerekmeyecek.

2-Federal hükümetin, örneğin dış politika, ekonomi, güvenlik ve vatandaşlık gibi (belirlenecek) bazı yetkileri olacak. 6’sı Rum 3’ü Kıbrıslı Türk olmak üzere 9 üyeli ve eşit statüde iki başkanlı bir Bakanlar Kurulu ve belki sembolik cumhurbaşkanı olacak. Bakanlar Kurulu üyelerinin atanmasında Belçika federal sistemi (her toplum kendi bakanlarını atar) ve Kuzey İrlanda sisteminin (Bakanlar Kurulu partilerin genel seçimlerde aldığı oy oranına göre atanır) incelenmesi önerilir. Bu durumda hükümet programı hükümetin kurulmasından sonra açıklanır.

3-Federal düzeydeki yasama yetkisi 24’ü Rum 12’si Kıbrıslı Türklerden oluşacak 36 üyeli tek bir organdan oluşur. Çoğunluk için emniyet supapları olacak.

4-Toprak konusunda iki tarafın 2017’de sunduğu haritalar geçerli olacak.

5-1960 garantileri kaldırılacak ve Kıbrıs’ta bir Türk ve bir Yunan kontenjanı varlığı görüşülecek.

Bu formül ile 1)Kıbrıslı Türklerin yeni bir federal devletin kurucu ortağı olma ve gelecekte sorun olursa meşru ayrılma hakları olması tezleri tatmin edilir. Ancak yanı zamanda BM ve AB’ye yeni katılım başvurusu gerekmeyeceğinden Kıbrıslı Rumlar dönüşümden (Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federasyona dönüşmesi) söz edebilsin diye yapıcı belirsizlik korunur. 2) Desantralize Federasyon tezine yaklaşılır. 3) Crans Montana’da 2017’de sunulan Guterres çerçevesinin diğer maddeleri de benimsenir.”

Sosyal Medyada Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ