“Kararlar sağlığı önceleyerek ancak ekonomik ve sosyal hayatı da hesaba katarak alınmalı”

“Kararlar sağlığı önceleyerek ancak ekonomik ve sosyal hayatı da hesaba katarak alınmalı”
  • Manşet
  • 7 Ocak 2021 – 14:01 14:01

Halkın Partisi Genel Sekreteri Jale Refik Rogers, sağlığa ilişkin kararların pandemi süresince edinilen tecrübeler ışığında, ekonomiyi ve sosyal hayatı göz ardı edilmeden alınması gerektiğini belirtti. Rogers açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“İçinden geçmekte olduğumuz Covid süreci tüm dünyanın bu yüzyılda yaşadığı en özel ve zorlu süreçlerinden biridir. Bu çaptaki bir salgının son yüzyılda küresel anlamda daha önce deneyimlenmemiş oluşu, muhakkaktır ki alınan kararların pek çoğunun denenerek, tecrübe edilerek, hatalara düşülerek ve bunlardan dersler çıkarılarak alınmasına vesile olmuştur. Ancak sürecin başladığı günden bugüne yaşananlar ve kazanılan deneyim alınan kararların ve ortaya konan tedbirlerin sonuçlarının neler olabileceğine ilişkin fikir sahibi olmamızı da sağlamıştır. Salgının sadece sağlık alanını değil, ülkemizden bulunan tüm ekonomik ve sosyal hayatı etkilediği, hangi tür kararların ne gibi sonuçlar doğurduğu artık deneyimlenmiştir. Bu bağlamda, kararlar artık elde edilmiş deneyimlerle, elbette sağlığı önceleyerek ancak ekonomik ve sosyal hayatı da hesaba katarak alınmalıdır.

“Bir ülke her gün kapanma dedikoduları ile yönetilemez”

Jale Refik Rogers yaptığı açıklamada, hükümetin süreci ve gelişmeleri halka olduğu gibi anlatması gerektiğinin de altını çizdi.  “Alınan kararların, ülkenin kaynakları göz önünde bulundurularak alınması ve bir devlet ciddiyeti ile açıklanması da en az alınan kararlar kadar önemlidir” diyen HP Genel Sekreteri, son günlerde yanlış anlamalara sebebiyet verecek, devlet ciddiyetinden yoksun, dedikodu modellemesi haberlerin olduğunu, bu haberlerin hem sağlık sorunlarına bir çözüm getirmediğini hem de halkın sosyal ve ekonomik yaşantısını derinden etkilediğini ifade etti. Rogers şu sözlerle devam etti:

“Hükümetin, süreçleri halka anlatmada ortaya çıkan zaafiyeti, özensizlik ve gayrı ciddilik hem sorunlara bir çare üretmemekte hem de krizi iki kat daha fazla hissedilir seviyeye çıkarmaktadır. Bazı şeylerin söylentisi, gerçekleşmesinden daha büyük zararlara yol açar sözünü hatırlatırcasına, medyada yayınlanan haberlere anında ve zamanında açıklık getirilmemesi ve dedikoduların yayılarak herkesin tüm planlamalarını bozma noktasına getirmesi son derece kötü bir durumdur. Bu durum, hem halkımızı ciddi sıkıntılara sokmakta hem de alınacak doğru kararları dahi halk nezdinde itibarsız hale getirmektedir. Örneğin, dün yaşanan 21 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edilecek dedikoduları ve bu dedikodulara anında bir yanıt getirilmemesi konuya güzel bir örnektir. Dün yaşanan tam bir iletişim felaketidir. Kimsenin sağlık öncelikli değildir dediği yoktur. Sağlık sistemi ciddi bir krizle karşı karşıya kalırsa, kapanmak da üretilebilecek çözümlerden bir tanesidir. Ancak bir ülke her gün kapanıyoruz dedikoduları ile ne yaşayabilir ne yönetilebilir. Yapılması gereken, bilimsel verileri ortaya koyarak, dedikodulara fırsat vermeden, insanları doğru şekilde bilgilendirerek, alınacak tedbirleri zamanında almak ve resmi kaynaklardan açıklamaktır. Halkımız aldığımız tedbirlere uymuyor, kontrol da edemiyoruz, o zaman haberler sızdırarak onları korku ile doğru yola çekelim mantığı sağlık adına son derece kötü bir mantıktır. Bu yarı buçuk açıklık veya ha kapandık ha kapanıyoruz algısı ile, ekonomiyi, turizmi, eğitimi planlayamayız. Yapılması gereken, kapanma ihtiyacı elzemse halkı önceden bilgilendirerek, tedbir almasını sağlayarak ve sorumluluğu eşit şekilde paylaşarak kapanmak ya da devletin koyduğu kuralları devlet ciddiyeti ile uygulatarak, kapanmaya ihtiyaç kalmayacak şekilde devam etmektir. Elbette kamu çalışanları da bu ülkenin insanlarıdır ve bu ülkenin vazgeçilmez bir parçasıdır, ancak Bu ülkede sadece kamu çalışanları yaşamamaktadır. Bu ülkede sadece, kapanma devam ederken, maaşları bankaya yatmaya devam edecek gruplar yaşamamaktadır. Bu ülkenin yaşanan Covid sürecinin tüm ekonomik yükünü özel sektör ve çalışanlarına yükleyemeyiz. Bu mantığın ne hakla ne adaletle ne akılla ne de vicdanla açıklanabilir bir tarafı yoktur.”

Sosyal Medyada Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ