Kapalı Maraş’la ilgili “her şey havada”

Kapalı Maraş’la ilgili “her şey havada”

Rum yönetiminin, kapalı Maraş açılımının geri alınması talebinde iki istikamete yöneldiği, Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in yarınki AB Dış Konular Konseyi ve “seçenekler listesi/option paper/list”e şifahen ilk atıf yapılacak olması öncesinde AB Yüksek Temsilcisi Josepp Borrell’e ikinci kez mektup gönderdiği bildirildi.

Haftalık Kathimerini, “Maraş’la İlgili Her Şey Havada” Hristodulidis’in bir yandan Türkiye’nin “pozitif ajanda”sının frenlenmesini istediğini, bir yandan da kapalı Maraş açılımını geri alması telkinlerine kulak asmayacağı için Ankara aleyhine yeni bir hukuki önlem çerçevesi belirlenmesi olasılığını gündeme getirdiğini yazdı.

Gazete edindiği bilgilere dayanarak Hristodulidis’in mektubunda, “amacın Türkiye’nin cezalandırılması değil Erdoğan rejiminin uluslararası toplumun BM Güvenlik Konseyi’nin 550 ve 789 sayılı kararlarında da yansıyan Maraş’la ilgili telkinlerine uymaya zorlanması olduğunu” öne sürdüğünü yazdı.

Hristodulidis’in mektubunun, AB’nin seçenekler listesi hazırlama –halen Avrupa Dış Eylem Birimi ve Komisyon tarafından ön hazırlığı da yapıldı-kararı ışığı altında özel bir önem taşıdığına işaret edilen haberde özetle şunlar aktarıldı:

“Ancak AB Yüksek Temsilcisine yakın çevreler bu belgenin, ‘henüz hazır olmadığı ve yazımına BM’nin de katılması gerektiği düşüncesiyle Aralığa havale edilmesini arzuluyor.’ Görünür hedef, kapalı Maraş meselesinin Kıbrıs sorununa entegre edilerek çözüme bağlanmasıdır ki bu tamamen Türkiye’nin ve yaptırım uygulanmasını engellemek isteyen bazı üye ülkelerin işine geliyor. Söz konusu Avrupalı resmî şahsiyetin, Maraş’ın son tahlilde bir genel Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesinde ele alınması gerektiğini söylemesi de tesadüf değil. Bu da Türk teorisi ile tamamen örtüşüyor.

Tamamlanmış olsa da olmasa da seçenekler listesinin Josep Borrel tarafından yarın Dış Konular Konseyi’nde ilk görüş alış verişi çerçevesinde şifahen gündeme getirileceği kesindir.

Her halükârda Lefkoşa’nın, Türkiye’ye yönelik tedbir alınması yolu kolay olmayacak. Öncelikle Almanya’nın ve İspanya’nın güdeceği tavır ortadadır. Bunun paralelinde AB çevreleri ‘devlet olarak Türkiye aleyhine yaptırım uygulanması mevcut olgularla gerçek dışı görünüyor’ ve ‘pozitif ajandanın frenlenmesi talebi belki daha gerçekçidir’ vurgusunu yapıyor.”

Türkiye’nin “avukatı gibi davranmakla” suçladığı Almanya’nın Doğu Akdeniz konusunda da tamamen İngilizlerin “Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’ini grileştirme” tezlerini benimsediğine dikkat çeken gazete, Rum yönetiminin Berlin’den COELA çalışma grubunda dile getirdiği tezle ilgili izahat istediğini, Almanya’dan gelen cevabın “dalga geçme çizgisinde olduğunu” kaydetti. Haberde, Madrid’in 18 Ekim’de seçenekler listesi hazırlanmasından yana tavır koyarken İspanya’nın da kapalı Maraş konusunda Türkiye’ye yaptırım uygulanmasına karşı olduğu bilgisine yer verildi.

Gazete Almanya’nın Rum yönetiminin Doğu Akdeniz ile ilgili “izahat” talebine verdiği “dalga geçme çizgisindeki” cevabı da “Almanlar MEB Konusunda İngiliz Tezleriyle” başlığı altında özetle şöyle aktardı:

“Berlin, 29 Ekim’deki COELA çalışma grubunda ortaya koyduğu; Türkiye’nin Kıbrıs (ve Yunan) MEB’indeki faaliyetlerinin hukuksuz olmadığı şeklindeki kabul edilemez görüşe dair Lefkoşa’ya yaptığı izahatta yalnız Türk sondajlarının hukuksuz olarak ifade edilebileceğini Ankara’nın sınırlandırılmış olmayan bölgelerdeki araştırmalarının hukuksuz addedilemeyeceğini öne sürüyor. Her halükârda Almanya’nın bu ‘izahatı’ Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’inin grileştirilmesinden başka türlü algılanamaz.”

Sosyal Medyada Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ