“Kadın hekimlerin uzmanlaşma eğilimi daha fazla”

Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Başkanı Yonca Morris, ‘Avrupa Birliğine uyum çalışmaları’ yaptığı varsayılan KKTC’de kadın hekimlerin meslekte hem yönetsel anlamda, hem de annelik ve emzirme izni, ciddi sağlık sorunu anlamında dezavantajlı konumda olduğuna dikkat çekti.
Doğum ve hastalık izinlerinde şaşırtıcı uygulamalar ile karşılaştıklarını belirten Morris, kamuda sözleşmeli kadın hekimlerin sadece doğum sonrası 40 gün izin hakkı olduğunu, yalnızca 15 gün ödenekli izin alabildiklerini; kanser veya ameliyat gibi uzun süreli tedavi gerektiren durumlarda ise ödenekli hastalık izni sözleşmede olmadığından, en zor zamanda ekonomik sorunun da sürece eklendiğini belirtti.
Emzirme izninin ise nöbet ve icapcılık gibi çalışma zorunlulukları olan meslekte hiç uygulanmadığını da kaydeden Morris, bu konuda yasal mevzuatta düzenleme yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Morris 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla mesaj yayımlayarak tüm kadınların toplumun ve iş yaşamının her alanında eşit katılımcı olduğu, üretken ve çağdaş bireyler olarak hak ettikleri güzel günlere varmalarını diledi.
Morris, bu günün; Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış, insan hakları temelinde kadın hakları, kadınların sosyal, ekonomik, siyasi bilincinin ve eşitliğinin geliştirilmesi için savunuculuk ve kutlama yapılan bir gün olduğunu kaydetti.
“TIP DOKTORLARININ YÜZDE 35.7’Sİ KADIN”
Tıp doktorlarının yüzde 35.7 sinin kadın (kadın hekim 311, erkek hekim 561) olduğunu kaydeden Morris şu bilgileri verdi:
“KADIN HEKİMLERDE TÜKENMİŞLİK ORANI DAHA YÜKSEK”
“Kıbrıs Türk Tabipleri Odasının 2021 yılında yaptırdığı bir ankette, kadın hekimlerde tükenmişlik oranı daha yüksek, çalışma koşullarından memnuniyetsizlik erkek hekimlere göre daha fazladır (kadınlarda % 77.2, erkeklerde %70). Kadın hekimler alt yapı eksikliğini daha fazla dile getirmiştir ( kadınlar %91.1- erkekler %81.7). Aileleri ile yeterli kalitede zaman geçirememe düşüncesi her iki cinsiyette benzerdir ( Kadınlar %73.4- erkekler %75). İş yükü fazlalığından, kadın hekimler daha fazla şikayetçi olmuştur (kadınlar %81- erkekler %76.7). Bu veriler uzun tıp eğitimi ve zor meslek şartlarında çalışmanın ailevi sorumluluklarda eklenince kadın hekimlerde daha fazla tükenmişliğe neden olduğu olarak yorumlanabilir”
“KADIN HEKİMLERİN UZMANLAŞMA EĞİLİMİ DAHA FAZLA”
KKTC’de uzman hekimlerin yüzde 44.7’sinin kadın olduğunu, kadın hekimlerin ise yüzde 92’sinin uzmanlaşmış olduğunu ifade eden Morris, “Yan Dal Uzmanlığında (Üst İhtisas) olan 26 Hekimden 12’si kadın hekimlerdir. Bu veriler kadın hekimlerin uzmanlaşma eğiliminin daha fazla olduğunu göstermektedir. Ancak kamu ve özel hastanelerin başhekimliğinde kadın hekim yoktur, başhekim yardımcılığında ise 2 kadın hekim görev yapmaktadır. Meslek eğitiminde, uzmanlaşmada her iki cinsiyet arasında büyük bir fark olmamasına rağmen, idari görevlerdeki bu durum ise erkek hekimlere ayrımcılık yapıldığını göstermektedir. Kadın hekimlerdeki uzmanlaşma/özellik kazanma eğiliminin, bu dezavantajlı duruma rağmen ayrıcalıklı konum edinme çabasından veya meslekte ilerleme motivasyonundan kaynaklanması söz konusu olabilir. Hangi nedenle olursa olsun bu uzmanlaşmanın, yönetim kademlerindeki kanıksanmış erkek hakimiyeti geleneğini yenme yönünde bir katkısı yoktur. Kadın-erkek eğitimi ve eşitliği konusunda iyi durumda görünen ülkemizde bu durumun nedenini açıklamak ise oldukça zordur. Diğer yandan, sağlıktaki sivil toplum örgütlerinde ise hem yönetim kurullarında, hem de başkanlık görevlerinde kadın hekimler görev almaktadır” ifadelerini kullandı.