“Devlete sahip çıkmalıyız ki devlet halkının yanında yer alabilsin”

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, “Halk olarak devlete sahip çıkılması gerektiğini, daha güçlü bir devletin ekonomik dar boğazdan geçilen bir dönemde halkın yanında daha güçlü şekilde durabileceğini” söyledi.
Partiden yapılan açıklamaya göre, HP Genel Başkanı Kudret Özersay ve bazı milletvekili adayları, bugün, seçim çalışmaları kapsamında ilk önce Sönmezliler Ocağını ve Şehit Aileleri Malul Gaziler Derneği’ni ziyaret etti.
Özersay, burada yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının bir devlet sahibi olabilmesi için çok büyük fedakarlıklar ortaya konulduğunu belirtti. Özersay, bu uğurda şehitlerin hayatlarını feda ettiklerini belirterek, “Bunun bilinciyle halk olarak devlete sahip çıkılması gerektiğini, daha güçlü bir devletin böyle ekonomik dar boğazdan geçilen bir dönemde halkın yanında daha güçlü şekilde durabileceğini” söyledi.
HP Genel Başkanı Özersay, ülke ekonomisinin yeniden ayağa kalkabilmesi için “uzun soluklu ekonomi politikaları” gerektiğini, bunların gerçekleştirilebilmesi için de “siyasi istikrarın şart” olduğunu belirtti.
Sorumlu siyaset yapılması gerektiğine işaret eden Özersay, HP’nin muhalefet döneminde, gerek bütçenin geçmesi gerekse de kuraklık ödeneklerinin ödenebilmesi noktasında hükümete nisap desteği sağladığını anımsattı.

“BU ZOR DÖNEMDEN ÇIKACAĞIZ, AYAKTA DURMAYI BAŞARACAĞIZ”
Özersay, HP’nin bugüne kadar ortaya koyduğu çabanın, devleti daha iyi çalışır ve halkı tarafından sahip çıkılan bir devlet haline getirmek için olduğunu ifade ederek, “Bizim açımızdan bu son derece önemli bir husustur” dedi.
Sönmezliler Ocağı mensuplarının, bir mücadelenin simgesi olduğunu belirten Özersay, bu topraklara sahip çıkmak ve Kıbrıs Türk halkını var edebilmek için emekleri olduğunu söyledi.
Özersay, bugün verilen mücadelenin ise bir ekonomik mücadele olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Bu ekonomik mukavemet eğer doğru şekilde yapılmazsa, ciddi bir şekilde yapılmazsa, o zaman halkın devlete olan inancı da zayıflar ve geleceği daha karanlık bir noktaya gideriz. Oysa biz bu sıkıntıların çözülebilecek sıkıntılar olduğunu düşünmekteyiz. Sizler çok iyi bileceksiniz; ekmek bile bulamadığımız, çocuklara süt bulunamayan dönemlerden geçerek geldik. Göçmen olduk, çadırlarda kaldık. Sizler bunları yaşadınız. Bu kadar zor dönemlerden geçip bu noktaya gelebildiysek bugünkü ekonomik zor dönemden de çıkacağız ve ayakta durmayı başaracağız.”