Bahçeli: ‘’Kıbrıs Türklüğünün davası iffetimizde mahfuzdur”

Bahçeli: ‘’Kıbrıs Türklüğünün davası iffetimizde mahfuzdur”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kıbrıs Türklüğü’nün davası iffetimizde mahfuzdur.. Kıbrıs Türklüğü’nün hak ve çıkarlarını Rum palikaryasının veya küresel baskı gruplarının dayatmalarıyla ele almaz, alamaz, almayacaktır” dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, bugün Türkiye’nin karşısına yeniden çıkanların dün Çanakkale’den defedilenler, İzmir’den denize dökülenler, ana karnındaki bebekleri süngü ile deşenler olduğunu ifade etti.
Çanakkale Boğazı’nda püskürtülmüş emperyalist zihniyetin yarım kalmış heveslerinin, birkaç yıl sonra Sevr ile yeniden hortladığını, fakat Türk milletinin, Cumhuriyet ile sonuçlanacak şerefli bir mücadeleyle istiklal ve istikbal haklarını güvence altına aldığını vurgulayan Bahçeli, Lozan Anlaşması’nın, bin yıllık vatan toprağı Anadolu’nun nihai senedi olduğunu; Türk milletinin sınırları ve milli kimliği ile ilgili son sözünü o tarihlerde söylediğini dile getirdi.
Bahçeli, “Varlığımız, 1915 Çanakkale’sinden 1922 İzmir’ine kadar adım adım, karış karış savunulan vatan toprakları ve dökülen şehit kanları ile tescil edilmiş ve bedeli ödenmiştir. Alnı açık, bahtı açık, namus ve cesaret timsali Türk milliyetçileri için bu konu ilelebet kapanmıştır.” diye konuştu.
“Özellikle hiç kimse bize Türklük konusunda söz söyleyemez.” ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:
“Hiç kimse bize, mesela esir Türkler hakkında istikamet gösteremez, ikazen hatırlatma yapamaz. Uygur Türkleri’nin hüznü yüreğimizdedir. Türkmeneli’nin sevdası iliklerimizdedir. Akmescit’in dramı vicdanımızda, Kıbrıs Türklüğü’nün davası iffetimizde mahfuzdur. Lütfen dikkat buyurunuz, Türk milletiyle gönül bağı kopmuş kim varsa bize Uygur Türkleri konusunda laf ediyor, ileri geri konuşuyor. Bölücüsünden kozmopolitine, iş birlikçisinden ilkesizine, haininden hayasızına kadar hepsi ağız birliği etmişçesine fikriyatımızın kilit taşları hakkında bilirkişilik taslıyor, gevşek gevşek atıp tutuyor. Be hey gafiller, Türklük ne zamandır sizin ana meselesiniz oldu? Bayram değil seyran değil, hangi ara Türklüğe bu kadar sempati beslediniz?
MHP, Uygur Türkleri’nin kanayan yarasına yabancı başkentlerin prizmasından bakmaz, bakamaz. Vaşington’un gözüyle Pekin’i şekillendiremez, Pekin’in gözüyle de Washington’u kavrayamaz. Türkmeneli davasına Barzani küstahlığıyla yaklaşmaz, yaklaşamaz. Kıbrıs Türklüğü’nün hak ve çıkarlarını Rum palikaryasının veya küresel baskı gruplarının dayatmalarıyla ele almaz, alamaz, almayacaktır. İnançlarımız, ilkelerimiz ve ülkülerimiz ne diyorsa ona göre hareket ederiz, ona göre duruş sergileriz. Herkes haddini bilsin, atacağımız taşı da biliriz, yiyeceğimiz aşı da biz seçeriz. CHP böyle demiş, İP şöyle demiş, HDP şunu söylemiş bizim için sadece gürültü kirliliğidir. Türkmeneli’ne Kürdistan diyenler tarihin çöplüğüne atılmış çürükler, küresel emperyalizme maşalık yapan çarpık zihniyetlerdir. Türkmeneli Türk’tür, Türk’ün ta kendisidir, ebedi öz yurdudur.”
Türk’ün Türk’ten başka dostu da seveni de olmadığını belirten Bahçeli, bunun dün de bugün de aynı olduğunu söyledi.
Batı’nın, Müslüman denildiğinde “Türk” anladığını dile getiren Bahçeli, bu nedenle Limasol’da cami duvarlarına nefret boyasıyla haç resmi çizildiğini ve “Türklere ölüm” yazıldığını belirtti.
Türk milletine bağlılıklarının, bir siyasetin konusu değil, bir sevdanın, sadakatin, vefanın ve varoluş bilincinin sonucu olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Andımızı istismar edenler, Türklüğü kirli projelerine malzeme yapmak için kuyruğa girenler, bu sevdadan ilelebet mahrum olan kimliksizlerdir.” değerlendirmesinde bulundu.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ SADRA ŞİFA OLAMAMIŞTIR”
Devlet Bahçeli, İstanbul Sözleşmesi etrafında yürütülen tartışmaların, esef verici boyutlara tırmandığına dikkati çekti.
“Öyle bir istismar kampanyası devrededir ki kadına şiddet sanki cezasız ve yaptırımsız kalacak; taciz, tecavüz ve saldırıların önü açılacaktır.” diyen Bahçeli, bu sakat, sorumsuz ve sinsi propagandanın sistematik şekilde körüklendiğini aktardı.
MHP’nin, kadına yönelik şiddeti ön şartsız reddettiğini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Canilerin hak ettiği cezayı bulması insanlık onuruna saygının bir gereğidir. Ancak sabahtan akşama kadar televizyon ekranlarından şiddeti teşvik eden program, haber ve dizileri de aynı oranda kınadığımızı söylemek boynumuzun borcudur. Bilhassa televizyon dizilerinden kadınlara uygulanan şiddet sahnelerinin kesilmesi, aynı şekilde toplumsal duyarlılığın ve farkındalığın tahkimi, bize göre çok acil bir ihtiyaçtır. İstanbul Sözleşmesi beklentileri karşılayamamış, sadra şifa olamamıştır. Dahası mezkur sözleşmenin toplumsal cinsiyet kimliğine ilişkin hükümleri aileyi, manevi değerleri, toplumsal düzen ve dengeyi tehdit etmiştir.
Sözleşmeyi imzalayıp taraf olmak kadar, çekilmek de imzacı bir ülke adına haktır, hukuki bir tasarruftur. Bu itibarla, İstanbul Sözleşmesi’nin yayınlanmış bir Cumhurbaşkanlığı Kararıyla feshi doğru ve yerinde bir uygulamadır. Kadın haklarını yalnızca sözleşmeye bağlı görmek, bahse konu feshin arkasından feci sonuçların doğacağını iddia etmek cehalet olduğu kadar bilinçli bir saptırmadır. İstanbul Sözleşmesi’nin bir maddesini bile okumayanların, bu kapsamda tahrik ve tahrip diline saplanması acıklı ve ahlaksız bir halin varlığına delildir, vahim bir işarettir.
CHP yönetimi, parti teşkilatlarını saran taciz vakalarını unutmuş gibi davranarak, kasten suyu bulandırmaktadır ve Danıştayın kapısına dayanmıştır. İP aynı havadadır. HDP deseniz aynı tavdadır. Zillet ittifakı sürekli krize oynamaktadır. Her tartışmadan nemalanma çabasındadır. Fakat her seferinde de baltayı taşa vurmaktadır.”

Sosyal Medyada Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ