Resmiye Eroğlu Canaltay: Türkiye, Azerbaycan ve KKTC, tek bir milletin ayrılmaz parçaları

Resmiye Eroğlu Canaltay: Türkiye, Azerbaycan ve KKTC, tek bir milletin ayrılmaz parçaları

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve Azerbaycan Milli Meclisi Dostluk Grupları Çalışma Toplantısı bugün Cumhuriyet Meclisi’nde yapıldı.

Toplantıya, Dostluk Grupları başkan ve üyeleri ile diğer yetkililer katıldı.

ÖZTÜRKLER: KKTC, KÜLTÜREL KİMLİĞİ İLE TARİHİ BAĞLARI VE GÖNÜL COĞRAFYASI İLE TÜRK DÜNYASI’NIN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR

Cumhuriyet Meclisi Başkanı ve KKTC Cumhuriyet Meclisi-Azerbaycan Milli Meclisi Dostluk Grubu Başkanı Ziya Öztürkler konuşmasında, Ankara, Bakü ve Lefkoşa’dan altı dostluk grubu başkan ve üyelerini bir araya getiren toplantının yeni Meclis binasında yapılmasından mutluluk ve onur duyduğunu belirtti.

Türkiye-KKTC, Azerbaycan-KKTC, Türkiye-Azerbaycan ve Azerbaycan-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grupları ile 1. Dostluk Grupları Toplantısı’nın 2024 yılında KKTC Meclisi’nde düzenlendiğini hatırlatan Öztürkler, geçen ay Ankara’da düzenlenen “Üç Devlet, Bir Millet” 2. Dostluk Grupları Toplantısı’nda, tüm kardeş dostluk gruplarıyla ortak bir iradenin yeniden teyit edildiğini vurguladı.

“Bu irade, Türk dünyasında barış, istikrar ve refahın ancak kardeşlik hukukuna dayalı dayanışmayla güçlenebileceği anlayışını esas almaktadır” diyen Öztürkler, “Üç Devlet, Bir Millet” anlayışının, ortak tarih, kültür, dil ve kader birliğinin güçlü bir ifadesi olduğunu kaydetti.

Bugünkü toplantının, “Üç Devlet, Bir Millet” anlayışının, parlamentolar arası somut tezahürlerinden biri olduğuna ve dostluk gruplarının rolünü daha da görünür kıldığına işaret eden Öztürkler, şöyle konuştu:

“Günümüzde Türk Dünyası’nın giderek daha da fazla güçlendiğini, birlik ve dayanışma çabalarının daha da büyük anlam kazandığını görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Elbette ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, kültürel kimliği ile tarihi bağları ve gönül coğrafyası ile Türk Dünyası’nın ayrılmaz bir parçasıdır. Türk dünyasının bütünü bizim kardeşimizdir.”

Anavatan Türkiye ve Azerbaycan’la olan ilişkilerin son yıllarda arzu edildiği şekilde geliştiğini ve özellikle Karabağ Zaferi sonrasında oluşan güçlü dayanışma ruhu ile KKTC ve Azerbaycan halkları arasında güçlü bir gönül köprüsü kurulduğunu söyleyen Öztürkler, Kıbrıs Türk halkının sesine her platformda ortak olan Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ve Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahibe Gafarova’ya teşekkürlerini iletti.

“VATANIMIZ, YILLARDIR TANINMAMIŞLIĞA KARŞI DİMDİK DURAN BİR HALKIN VATANIDIR”

Kıbrıs Türk halkının, tarihin her döneminde varoluş mücadelesi verdiğini ve bu mücadele ile hem adadaki varlığın korunduğunu hem de Türk kimliğinin, kültürünün ve değerlerinin yaşatılması adına büyük bir çaba ortaya koyulduğunu belirten Öztürkler, “Vatanımız, yıllardır tanınmamışlığa karşı dimdik duran bir halkın vatanıdır.” dedi.

Kıbrıs Türk halkının, yıllardır süregelen adaletsizliklere, izolasyonlara ve siyasi eşitsizliklere rağmen barıştan, huzurdan ve çözümden yana tavrını her zaman koruduğunu kaydeden Öztürkler, bu çözümün artık gerçeklere ve egemen eşitliğe dayalı bir zemin üzerinde inşa edilebileceğini söyledi. Öztürkler, “Sizlerin bizimle kurduğu her diyalog, vefanın ve güç birliğinin göstergesidir” dedi.

Kıbrıs’ta iki ayrı halkın, iki ayrı demokrasinin ve iki ayrı devletin varlığını, inkâr edilemez bir gerçek olarak gördüklerini ve geleceği bu yönde şekillendirmeye çalıştıklarını ifade eden Öztürkler, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türk Devletleri Teşkilatı’nın 12. Zirvesi’nde, yaptığı konuşmaya işaret etti. Anavatan Türkiye ve Türk Devletlerine teşekkür eden Öztürkler, “Bu gelişmeler, onlarca yıldır egemenliği ve devleti için mücadele veren Kıbrıs Türk halkı için büyük memnuniyet vericidir” diye konuştu.

“DOSTLUK GRUPLARIMIZIN İŞLEVİ, YALNIZCA DİPLOMATİK TEMASLARLA SINIRLI KALMAMALI”

Parlamentolar Arası Dostluk Grupları arasında gerçekleştirilen temas ve çalışmaların, bugünkü toplantıda ortak gündem ve hedefler çerçevesinde daha somut bir şekilde ele alınması temennisini dile getiren Öztürkler, dostluk gruplarının, “TÜRKPA çatısı altında yürütülen çok taraflı parlamenter iş birliğini tamamlayan ikili diplomatik kanallar olarak” önemli bir rol oynadığını ve parlamentolar arasında hızlı, esnek ve doğrudan diyalog mekanizmaları oluşturduğunu belirtti. Öztürkler, dostluk gruplarının işlevinin, yalnızca diplomatik temaslarla sınırlı kalmaması gerektiğini vurguladı.

Bu tür ziyaret ve temasların yanı sıra toplantıların politik uyum, ekonomik ve kültürel dayanışmayı sağlayan ve artıran platformlar haline getirilmesi gerektiğini belirten  Öztürkler, şöyle devam etti:

“Bu amaçla, parlamentolarımız arasında kalıcı bir iş birliği; kurumsal iletişim, koordinasyon ve ortak yasama kültürünün gelişmesi için gerekli zemini oluşturarak Türk dünyasının ortak hedeflerine, geleceğe yönelik vizyonuna ivme kazandırmak üzere çalışmalarımızı yoğunlaştırmalıyız.”

KKTC’nin, Anavatan Türkiye ve Azerbaycan ile olan ilişkilerinin geleceği de şekillendireceğini kaydeden Öztürkler, birlikte daha güçlü, daha etkili ve daha görünür bir Türk Dünyası inşa edilmesinde, KKTC’nin üzerine düşeni yapmaya her zaman hazır olduğunu vurguladı.

ÖZDENEFE: MÜZAKERE YOLUYLA UYGULANABİLİR BİR ÇÖZÜME ULAŞMANIN YALNIZCA KIBRIS’A DEĞİL, TÜM BÖLGEMİZE BARIŞ, İSTİKRAR VE REFAH GETİRECEĞİNE İNANIYORUZ

Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe de, bu dostluğun, Kıbrıs Türk halkının dünyayla buluşmasında özel ve önemli bir yeri olduğunu vurguladı.

“Hepimizin ortak gayesi, halklarımızın barış ve huzur içinde yaşaması, yaşam kalitesinin yükselmesi, Türk dünyası ve Avrupa Birliği içinde hak ettiği değeri görmesi ve çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmasıdır” diyen Özdenefe, Kıbrıs Türk halkının özgür ve demokratik iradesini ortaya koyacağı böylesine önemli bir seçim döneminde heyeti ülkede görmekten duyduğu mutluluğu ifade etti.

Geçen hafta Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Gebele kentinde gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirve Toplantısı ve orada kabul edilen Gebele Deklarasyonu’nun, herkes için son derece yapıcı ve anlamlı bir mesaj içerdiğini kaydeden Özdenefe, şöyle konuştu:

“Söz konusu bildirgede, ‘Kıbrıs sorununa, adadaki mevcut gerçeklere ve müzakereye dayalı, karşılıklı olarak kabul edilebilir ve uygulanabilir bir çözüm bulunması’ yönündeki ifade, bizler için değerli bir dayanışma göstergesidir. Biz de, müzakere yoluyla uygulanabilir bir çözüme ulaşmanın yalnızca Kıbrıs’a değil, tüm bölgemize barış, istikrar ve refah getireceğine inanıyoruz.”

Özdenefe, yeni dönemde, kardeş ülkelerle birlikte çok daha ileri diplomatik adımlar atılacağına, iş birliğinin güçleneceğine, ortaklaşa uluslararası girişimlerle çocuklara daha adil, daha güvenli ve daha umut dolu bir gelecek bırakılacağına inanç belirtti.

ERDEM: KIBRIS TÜRK HALKININ EGEMEN EŞİTLİĞİNİN VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜSÜNÜN TESCİL EDİLMESİ ÇÖZÜMÜN ANAHTARI OLACAK

Türkiye-KKTC Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Orhan Erdem ise, Kıbrıs meselesine ilişkin gelişmeleri yakından takip ettiğini ifade ederek, iki devletli çözüm vizyonunu kuvvetle desteklediklerini kaydetti. Erdem, “Kıbrıs Türk halkının özden gelen hakları olan egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi çözümün anahtarı olacaktır” dedi.

Bu özden gelen hakların asgari tezahürü olarak, Kıbrıs Türk tarafına uygulanan haksız ve insanlık dışı izolasyonlar kaldırılması gerektiğini kaydeden Erdem, KKTC’nin tanınmasının, Kıbrıs meselesinin adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşmasının yolunu açacağını söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, son üç BM Genel Kurulu’nda yaptığı çağrıyı bir kez daha tekrarladığını hatırlatan Erdem, Erdoğan’ın, uluslararası toplumu KKTC’yi tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ettiğini, Kıbrıs meselesinin çözümünün daha önce defalarca denenmiş ancak Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle tükenmiş federasyon modeli üzerine bina edilemeyeceğini vurguladığını belirtti.

Kıbrıs Türk halkının varlığının, hürriyetinin ve geleceğinin teminat altına alınmasını, refah seviyesinin yükseltilmesini, KKTC’nin tüm kurum ve kuruluşlarıyla güçlendirilmesini öncelikli hedef olarak gördüklerini dile getiren Erdem, birlikte yürütülecek çalışmalara önem verdiklerini ifade etti.

Bu çerçevede TBMM ile Cumhuriyet Meclisi’nin ortak milli davada eşgüdüm içinde hareket edebilmesi için parlamenterler arasındaki diyalog ortamının karşılıklı ziyaretlerle her zaman canlı tutulması gerektiğine inanç belirten Erdem, karşılıklı diyalog ve kardeşlik dayanışmasının güçlü biçimde sürdürülmesine büyük önem atfetti.

TBMM’nin ev sahipliğinde 26-27 Eylül tarihlerinde Ankara’da düzenlenen “Üç Devlet Bir Millet” toplantısı sayesinde ülkeler arasındaki kardeşlik bağlarının gücünün bir kere daha ortaya konduğunu ifade eden Erdem, “Türkiye ve Azerbaycan’ın Kıbrıs Türkü kardeşlerine olan desteği teyit edilmiştir. Azerbaycan ile ilişkilerinizin üç devlet tek millet şiarıyla gelişerek ilerleyeceğine dair inancımız tam” diye konuştu.

Cumhuriyet Meclisi heyetlerinin Türkiye’deki temaslarına değinen Orhan Erdem, KKTC’nin Türk Dünyası ile bağlarını daha da güçlendirmesinden memnun olduğunu dile getirdi. KKTC’nin görünürlüğünün arttırılması amacıyla diğer Türk Devletleri ile parlamentolar arasındaki ilişkilerin gelişmesine önem verdiklerini belirten Erdem, bu çerçevede, Azerbaycan Milli Meclisi ve KKTC Cumhuriyet Meclisi’nin kurduğu Dostluk Grubu’nun önemli bir mihenk taşı olduğunun altını çizdi.

Türkiye olarak diğer Türk Devletleri parlamentolarıyla benzer dostluk gruplarının kurulması için destek vermeye devam edeceklerini dile getiren Erdem, anavatan ve garantör Türkiye Cumhuriyeti’nin, dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de Kıbrıs Türk halkının hürriyetinin, hukukunun ve refahının muhafazası yönünde ahdi ve tarihi sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmeye devam edeceğini vurguladı.

FEYZİYEV: TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI’NDA KKTC’NİN YERİ MUTLAKA SAĞLANMALI

Azerbaycan-KKTC Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Cavanşir Feyziyev de, hızla değişen bir dünyada yaşandığını belirterek, son dört yılda Avrupa’da yaşanan savaşta dünyanın güvenlik sisteminin bozulduğunu söyledi.

Yeni bir dünya düzeni kurulması ihtiyacı ortaya çıktığını kaydeden Feyziyev, Türk Devletleri’nin bunun kendileri için ne anlama geldiğini sorgulamaları gerektiğini söyledi. Feyziyev, 30 yılı aşkın süredir devam eden Karabağ sorununun çözümüyle, Azerbaycan’ın yeni dünya düzenindeki yerini ve yolunu belirleme temelleri için çok uygun bir ortam olduğunu kaydetti.

Son iki yıldır KKTC ve Azerbaycan arasındaki, sosyal, kültürel, turizm ile diğer ilişkilerin geliştiğini vurgulayan Feyziyev, “Devletlerimiz siyasi sahnede de ortak” dedi.

Cavanşir Feyziyev, KKTC’nin yıllardır barışçıl ve huzurlu bir şekilde varlığını sürdürdüğünü belirterek, KKTC’nin tanınması sürecinde aktif olmayı görevlerinden biri olarak gördüklerini söyledi. Türk Devletleri Teşkilatı’nda (TDT) KKTC’nin yerini mutlaka sağlanması gerektiğini kaydeden Feyziyev, tüm Türk Devletleri’nin bu sorunu çözmeye çalışması gerektiğini de ifade etti.

Kıbrıslı Türklerin haklarına kavuşabilmesi ve dünyaya gösterilmesi için uluslararası bir teşkilat oan TDT’ye işaret eden Feyziyev, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in, Türk dünyasının tek bir güç merkezine dönüştürülmesinin gerekliliğinden bahsettiğini söyledi.

CANALTAY: TÜRKİYE, AZERBAYCAN VE KKTC, TEK BİR MİLLETİN AYRILMAZ PARÇALARI

KKTC-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Resmiye Eroğlu CANALTAY da, Eylül ayında TBMM çatısı altında “Üç Devlet, Bir Millet” anlayışıyla bir araya geldiklerini hatırlatarak, “Bugün burada, temaslarımızı derinleştiren somut adımlar üzerinde birlikte çalışma irademizi yineliyoruz” dedi.

Canaltay, tarih boyunca aynı dili konuşan, aynı kültürü ve inancı paylaşan Türkiye, Azerbaycan ve KKTC, tek bir milletin ayrılmaz parçaları olduğunu vurguladı. Üç kardeş ülke arasındaki bağların yalnızca gönül birliğiyle sınırlı olmadığını ifade eden Canaltay, eğitimden kültüre, turizmden enerjiye uzanan geniş bir yelpazede iş birliklerinin güçlendiğini kaydetti.

“Eğitim, kültür ve turizm alanlarında yapılan çalışmalar, gençlerimizi ortak değerlerle yetiştirirken; enerji alanında yürütülen projeler ve Doğu Akdeniz’de Türkiye ile KKTC’nin ortak duruşu, bölgemizde barış ve denge arayışına önemli katkılar sunmaktadır” diyen Canaltay, jeopolitik konumu itibarıyla KKTC’nin, Türk Dünyası’nın Doğu Akdeniz’e açılan kapısı olduğunu vurguladı. Canaltay, “Yan biz Türk dünyasının hem Akdeniz’de temsilcisiyiz hem de emniyet supabıyız” dedi.

KKTC’nin, Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkelerle ikili ilişkilerinin daha kurumsal ve etkin bir düzeye taşınmasının, hem bölgesel savunma refleksini güçlendirecek hem de Türk Dünyası’nın Doğu Akdeniz’deki etki kapasitesini artıracağını dile getiren Canaltay, “Parlamentolarımız arasındaki dostluk grupları, bu sürecin sahadaki öncü gücüdür” şeklinde konuştu. Cumhuriyet Meclisi olarak, Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında yürütülen temasların daha da derinleştirilmesi gerektiğine inanç belirten Canaltay, şunları dile getirdi:

“KKTC’nin uluslararası alanda tanınması ve tanıtılması hususunda Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerin daha fazla sorumluluk üstlenmesi, sadece KKTC’nin değil, Türk Dünyası’nın ortak çıkarları açısından da önemlidir. Bu noktada diplomatik desteklerin yanı sıra medya, kültür ve akademi alanlarında da ortak projeler geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz.”

Ortak spor organizasyonları, ticaret forumları ve parlamentolar arası temasların halklar arasındaki bağları pekiştireceğini ve bölgesel dayanışmayı artıracağını kaydeden Canaltay, KKTC ile kardeş ülkeler arasında karşılıklı eğitim değişim programlarının hayata geçirilmesi, gençlerin birbirlerini daha iyi tanımalarını ve ortak bir gelecek inşa etmelerini sağlayacağını dile getirdi.

“BEKLENTİMİZ TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI’NA TAM ÜYELİK”

Kendilerine en güçlü desteği veren Anavatan Türkiye ve kardeş ülke Azerbaycan’a şükranlarını sunan Canaltay, diğer dost ve kardeş ülkelerden de aynı dayanışmayı beklediklerini dile getirdi. Canaltay, “Unutulmamalıdır ki, KKTC’nin tanınması Türk Dünyası’nın ortak onurudur” dedi. Beklentilerinin Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üyelik olduğunu kaydeden Canaltay, “Bu hedef, yalnızca KKTC için değil, Türk Dünyası’nın bütünleşmesi adına da tarihi bir adım olacaktır” vurgusu yaptı.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, toplantı öncesinde konuk heyeti Meclis Şeref Salonu’nda kabul etti.

Çalışma Toplantısı sonrasında, yeni Meclis binasında bir ilk gerçekleşti. Heyet onuruna yemek verildi.

Sosyal Medyada Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ