İktisatbank piyasa analizi: Altın ve gümüşte 7 haftalık rekor serisi; gözler OPEC+ ve enflasyonda

İktisatbank’ın 3 Ekim 2025’e ilişkin Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu şu şekilde:
Türk hisse senetlerine önceki gün Halkbank damgasını vurmuştu. Hatırlanacağı üzere, Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti sonrası uzun yıllardır çözüm bekleyen bu konu hakkında bir gelişme olacağı beklentisi son günlerde ön plana çıkmıştı. Bloomberg tarafından uygun bir miktar tazminat ile konunun çözülebileceği iddiasına paralel son iki günde Halkbank hisseleri %11 yükseldi. Lâkin, Halkbank rüzgârı ile coşan hisse senetleri dün yerini yeniden limoni bir havaya terk etti. Halkbank gün içinde elde ettiği kazanımlarının bir kısmını geri vererek günü %1 yükselişle kapatırken, BİST100 ana endeksi günü %1,2 düşüşle tamamladı; bankacılık endeksi ise %3,2 geriledi. Alternatif piyasalarda, CDS risk primi 258 baz puanla sakin ve yatay seyrini korurken, 2 yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi hafif de olsa yükselerek %39,37 seviyesine geldi. USDTRY kuru ise otoritenin kontrolünde ve bebek adımları ile bu sabah hafta sonu fonlama etkisi ile 41,65 seviyelerine yükseldi.
Her hafta perşembe günü olduğu üzere TCMB ve BDDK’nın haftalık verilerini yine enine boyuna irdeledik. 26 Eylül ile biten haftada, parite etkisinden arındırılmış seriye göre yurtiçi yerleşiklerin DTH hacmi, 1,3 milyar dolar düşüş kaydetmiş. Büyük resim itibariyle TL mevduatın toplam mevduat içinde payının %60 seviyelerinde kalmaya (DTH ve KKM’nin toplam mevduat içerisindeki payı %40) devam ettiğinin ve yurt içi yerleşiklerin TL talebinin kuvvetli olduğunu görüyoruz. TCMB’nin güncel analitik bilançosuna göre, net yabancı para pozisyonu 1 Ekim tarihinde 47,7 milyar dolar düzeyine ulaştı. Eylül ortası bu rakamın 39 milyar dolar seviyesinde olduğunu not edelim. Rezervlerdeki güçlenmenin arkasında altın fiyatlarında yaşanan değerleme etkisinin büyük olduğunu göz ardı etmesek de, rezervlerdeki artışı olumlu anlamda yorumladık. Yurt dışı yerleşiklerin menkul kıymet pozisyonu net anlamda 1 milyar dolar iyileşirken, TL’ye yönelik risk iştahında herhangi bir bozulma olmadığını da görüyoruz.
Ekonomik aktivite için yakından takip ettiğimiz Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, Eylül ayında 110bin araç (hafif ticari ve otomobil) satılmış. Bu geçen senenin benzer dönemine göre %25,7 artışa işaret ediyor. Öte yandan, ilk 9 aylık performans, tüm zamanların rekorunu kırdığını not etmemiz gerekiyor. PMI verilerinin de işaret ettiği üzere, ekonomik aktivite 18 aydır daralırken, otomotiv cephesinde sektörün canlı olduğuna işaret eden veriyi servet etkisi olarak okuyoruz. Bu arada otomobilin Türkiye’de sadece bir tüketim aracı olarak görülmediğini, ev alma umudunu kaybedenlerin soluğu bu piyasada aldığının altını çizelim.
Yurt dışı cephede ise, ABD’de hükûmetin kapanmasını piyasaların göz ardı etmeye devam ettiklerini görüyoruz. Tarihsel olarak kapanmaların ekonomik büyüme ve piyasa performansına sınırlı etkisi olması, yatırımcıların odağını Fed’in faiz patikasına, şirket kârlarına ve küresel politikalara çevrilmesine neden oluyor. ABD’de yapay zekâ temalı teknoloji hisseleri önderliğinde tüm büyük endeksler rekor tazelerken, Fed’in de yakın vadede faiz indirimine gideceğine dair beklentiler yatırımcı güvenini destekledi. Haftanın son iş gününde, Asya-Pasifik endeksi haftalık bazda %2’den fazla yükseliş kaydederken, Asya genelinde yeşil rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası %1,4 yükselirken, Kore borsası ise %2,7 yükselişe tüm zamanların zirvesine yükseldi. ABD borsalarının da vadeli işlemlerinde artılar görüyoruz.
Normal şartlarda her ayın ilk cuması olduğu üzere, ABD ekonomisi hakkında en sağlam ipuçlarını verdiğine inanılan tarım dışı istihdam raporunun bugün açıklanması gerekirdi. Hükûmet kapanması nedeniyle açıklanmayacak istihdam raporunun yarattığı boşluk, Fed için belirsizliği artırırken, yatırımcılar ADP ve işsizlik başvuruları gibi alternatif göstergelere yönelirken, Fed’in bu ay 25 baz puanlık faiz indirimi olasılığını neredeyse tamamen fiyatlamış durumda. Dolar bu hafta zayıflarken, YEN Mayıs’tan bu yana en güçlü haftalık yükselişini kaydetti. Güvenli liman talebiyle altın ve gümüş yedinci haftayı da üst üste rekor seviyelerde tamamlamaya aday görünüyor.
Altının ons fiyatı dün gün içerisinde 3,900 dolar seviyesine dayanarak tüm zamanların zirvesini gördükten sonra, kâr satışları ile bu sabah 3,840 dolar seviyelerine hafif de olsa gerilerken, benzer bir şekilde gümüşün de ons fiyatı spot piyasada dün 48,05 dolar seviyesini test etmesi ardından 47 dolar seviyelerinin diplerine kadar geri çekildi. Gümüşte uzun bir süredir hedeflediğimiz, hatta son derece kritik olarak gördüğümüz son 45 yılın en zor seviyelerine (48-50 dolar) kadar geldik. Dün de belirttiğimiz üzere, bu seviyelerin büyük bir mücadeleye sahne olacağını düşünüyoruz. Gürültüde kaybolmadan, yeni dünya düzeninde, portföylerde yeterli ölçüde altın, gümüş ve Bitcoin bulundurmanın önemine vurgu yapmaya devam edeceğiz. Bitcoin’in de bu sabah 121bin dolar seviyesine dayandığını görüyoruz. 125bin dolar seviyesinin geçilmesi ardından teknik mânâda hedefimiz 145-150bin dolar olacağını bir kez daha hatırlatalım.
Her ne kadar, bizler de, herkes gibi yılın flaş yatırım araçları olan kıymetli madenleri takip etsek de, bir taraftan da sessizce petrol piyasasını mercek altına aldığımızı itiraf etmemiz gerekiyor. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, OPEC+’ın olası arz artışı beklentileriyle son bir haftada neredeyse %10 gerileyerek 64 dolar seviyesine gelmek suretiyle son dört ayın da en düşük seviyesini test etti. Daha geçen hafta Cuma günü 71 dolar seviyesinde olduğunu göz ardı etmeyelim. Arz fazlası endişeleri baskı yaratırken, gözler hafta sonu toplanacak OPEC+ zirvesine çevrilmiş durumda. OPEC+ kasım ayında günlük 500 bin varil ek üretim artışı açıklayabileceğini bu sabah Reuters haberlerinden okuyoruz. Bu da ekim ayındaki artışın neredeyse üç katı. Bu beklentiler, petrol fiyatlarında dezenflasyonist baskının hız kazandığına işaret ediyor. Mesela petrolün varil fiyatını dolar yerine altın ile ölçersek, aşağıdaki grafikte pandemi dönemi hâriç bakıldığında, petrol tüm zamanların en düşük seviyesine indi! OPEC+ üretim kısıntılarını kademeli olarak geri alması, Çin’in depolama politikaları ve jeopolitik gelişmeleri takip ederek petrolü alıcı bir gözle markaja aldığımızı tekrar not edelim.
Türk mali piyasalarının gündeminde bugün TÜİK tarafından sabah saatlerinde açıklanacak Eylül ayı enflasyon rakamları bulunuyor. Piyasa beklentisi aylık TÜFE artışının %2,6 olması yönünde. Böyle bir veri yıllık gerçekleşmeyi %32,5 seviyesine çekecektir. Öncü göstergeler ise riskin yukarı yönlü olduğuna işaret ediyor. Yurt dışı cephede ise Almanya ve Euro Bölgesinde hizmetler PMI verileri takip edilebilir. UEFA Avrupa Ligi’nin ikinci haftasında, Fenerbahçemiz dün akşam konuk ettiği Nice’i 2-1 yenerek bizlerin de yüzünü nihayet güldürdü! Türk mali piyasalarının da renginin bugün sarı lacivert olmasını temenni ederiz 🙂 Herkese güzel bir hafta sonu dilerim.