İktisatbank piyasa analizi: Piyasalar kritik TÜFE ve TCMB kararını bekliyor, gözler faiz indiriminde!

İktisatbank’ın 11 Eylül 2025’e ilişkin Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu şu şekilde:
Gerek Türk mali piyasaları gerekse de küresel mali piyasalar dün günü önemli gündem maddeleri öncesinde dinlenerek ya da bekle ve gör tarzı bir eğilim kaydederek tamamladı. Bugün ABD’de açıklanacak enflasyon verisi, Fed’in önümüzdeki hafta sonuçlanacak olağan FOMC toplantısı öncesinde piyasalar tarafından büyük bir dikkatle takip ediliyor. Öncesinde, dün açıklanan üretici enflasyonu büyük bir sürpriz yaparak beklentileri karşılamadı. Şöyle ki, ÜFE aylık bazda eksi %0,1 olarak sonuçlanırken, yıllık gerçekleşme de manşet bazda %3,3 olması beklenirken %2,6’da kaldı. Çekirdek veri de benzer bir şekilde beklentiyi karşılamayınca, Trump tarifelerinin enflasyon yaratır hipotezinin altı da hâliyle şimdilik doldurulamadı.
Takdir edeceğiniz üzere, bir veri ile peşin bir hükme varmak doğru olmasa da, bir çiçekle bahar gelmediği gibi, her bahar bir çiçekle başlar görüşünden hareketle piyasalar bugün açıklanacak TÜFE verisinin de zayıf gelebilme ihtimaline odaklandı. Gelinen noktada Fed’in geç kaldığı görüşü güç kazanmaya başladığını söyleyebiliriz. Bugün açıklanacak TÜFE verisine yönelik piyasa beklentisi yıllık bazda manşet artışın %2,9, çekirdek artışın ise %3,1 olacağı yönünde. Daha zayıf bir veri Fed’den haftaya 50 baz puan faiz indirim ihtimalini kuvvetlendireceğini düşünüyoruz. Bu sabah itibari ile vadeli kontratlar 25 baz puan indirime %92, 50 baz puan indirime ise %8 ihtimal tanıdığını not edelim. Piyasalar 2025’in geriye kalan üç toplantısında da faiz indirimi bekliyor.
ÜFE verisi ardından enerjisini bugüne saklayan piyasalarda aslında tek belirgin hareket kripto paralar cephesinde oldu. Soluksuz bir yükseliş ardından, altının ons fiyatı 3,640 dolar, gümüşün ise 41 dolar civarında sağlıklı bir şekilde dinlenmeye geçmesi ile amiral gemi bitcoin bu sabah 114bin dolar seviyesine kadar yükseldi. Temel bir bakış açısı ile, borç çağında arzı sabit olan altın ve bitcoin, sonrasında ise rallide oldukça geride kalan gümüş güvenli liman olarak görülürken, dün de belirttiğimiz üzere, kıymetli madenlerde yükseliş isteğinin doyum noktasına ulaştığı bir noktada kripto paraların yeniden yukarı yönlü hareketleneceğini düşünüyoruz. Bu minvalde, anlamlı her geri çekilmede, en iyi gayret esasına göre, ya da yatırımcı kimliğimiz ile pozisyon artırmaya devam edeceğiz. Bitcoinde 125bin dolar hedefimizin gerçekleşmesi ardından bir sonraki yükselişte 145-150 bin dolar seviyesini hedefleyeceğiz (bakınız grafik). Teknik mânâda ise, kısa açıdan bakarsak, 113,800 dolar üzerinde, 124,500 tepesi ile 107,300 dibinin %50 düzeltme seviyesi olan 115,800 seviyesi hedeflenebilir.
Türk mali piyasaları ise bütün heyecanı ile bugün açıklanacak TCMB’nin olağan Eylül ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı kararını bekliyor. Bizler TCMB’nin 300 baz puan faiz indirimi giderek politika faizini %40 seviyesine getireceğini düşünüyoruz. Piyasa da bizim gibi düşünüyor olmalı ki dün Borsa İstanbul bankacılık endeksi günü %2 yükselişle tamamladı (son iki günde %4 yükseldi.). Bir bankacı olarak faiz indirimlerinin bankacılık sektörünün lehine olduğunu çok rahat bir şekilde bir kez daha söylemek isterim.
Geride bıraktığımız hafta cereyan eden siyasi gelişmeler hâliyle TCMB rezervlerinde erimeye, hisse senedi ve tahvil piyasalarında sert satışlara, beraberinde ise CDS risk priminde yükselişe neden olmuştu. TCMB’nin 19 Mart sonrası güçlenen rezervleri nedeniyle döviz piyasası kontrol altında tutulurken, USDTRY kuru, adeta yaprak da kıpırdamayacak şekilde 41,25 seviyelerinde yatay kaldı. Her ne kadar gözler TCMB kararında olsa da, bir diğer taraftan da 15 Eylül’de Mahkeme kararını da takip ediyoruz. Kararın mutlak butlan ve CHP’ye kayyum atanması şeklinde olması durumunda, kur cephesinde anlamlı bir hareket beklemiyoruz. Gelinen noktada TCMB’nin swap hâriç net yabancı para pozisyonu son verilere göre 44,4 milyar dolar civarında güçlü bir seyir izliyor. Kur cephesinde zihinlerde taze bir iz bırakan 19 Mart fiyatlaması ile süreci karşılaştırmak da doğru değil keza ‘beklenmeyen yumruk’ TCMB’nin hazırlıksız yakalanmasına ve kur üzerinde kontrolü kısa süreliğine de olsa kaybetmesine neden olmuştu. Bu sefer herkes ödevini iyi çalıştığına göre, kuvvetle muhtemel en olumsuz senaryoda, hisse senetleri, tahvil faizleri ve CDS risk priminin olumsuz etkileneceğini düşünüyoruz lâkin onun da fiyatlaması büyük ölçüde geçen hafta yapıldı. Hülâsa, 15 Eylül siyasi istikrar açısından önemli bir sınav olma niteliği taşısa da, piyasa yansımasının o kadar da sert olmayabileceği kanaatindeyiz. 15 Eylül’e kadar köprünün altından ne sular akacak onu da ayrıca takip edeceğiz.
Yurt dışına dönmeden önce, Hazine’nin 10 yıllık ABD Doları cinsi tahvil ihracına üç kat teklif geldiğini işittik. İki milyar dolar %7 getiri ile borçlanılırken, risksiz faiz olarak görülen 10 yıllık ABD tahvil getirisinin (%4,0) üzerine yaklaşık 300 baz puan fark ödendi. CDS risk priminin de 270 baz puan seviyesinde olduğu düşünülürse, arada kalan farkın da ilave siyasi risk primi anlamına geldiğini düşünüyoruz. Siyasi risklerin ivme kazandığı ya da risk algısının nispeten zayıf olduğu bir dönemde ihracı yine de başarılı olarak yorumladık.
Son dönemlerde, özellikle önde gelen ülkelerin artan borç yükünü bültenimizde işleyerek tahvil piyasalarına odaklanıyoruz. Piyasalar, hükûmetlerin yüksek kamu borçlarını azaltmak için yeterli adım atmadığını düşünmeye devam ediyor. Örneğin, Fransa, siyasi belirsizlik ve bütçe açığının Avrupa Birliği sınırlarını aşması nedeniyle en büyük risk olarak öne çıkarken, uzun vadeli faizler İtalya seviyelerine yaklaşmış durumda. İngiltere’de uzun vadeli borçlanma maliyetleri 1998’den bu yana en yüksek seviyeye yükselirken, Japonya’da enflasyonla birlikte yükselen faiz beklentileri ve Başbakan İshiba’nın istifasının yarattığı siyasi belirsizlik tahvil piyasasını zorluyor. Almanya düşük borç oranına rağmen altyapı ve savunma harcamalarıyla artan borçlanmasıyla dikkat çekiyor. Genel tablo, borç sürdürülebilirliğine dair soru işaretlerini artırırken, piyasalarda tansiyonu yükseltiyor bu nedenle de altının borç çağında bir başka ışıldadığını anlıyoruz (bakınız grafik).
ABD borsaları dün geceyi kritik TÜFE verisi öncesinde bekle ve gör stratejisi ile önemli bir değişim göstermeden tamamladı. Her ne kadar teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq geceyi yatay tamamlasa da, Oracle hisseleri %43 yükselerek şirketi 1 trilyon dolarlık kulübe yaklaştırdı. Bu artış, kurucu Larry Ellison’ın servetini yaklaşık 100 milyar dolar artırarak onu Elon Musk’a en yakın rakip hâline getirdi. Yükselişin temelinde, OpenAI’nin Oracle’dan yaklaşık 300 milyar dolarlık bulut kapasitesi satın alacağı dev anlaşma var. Böylece Oracle, yapay zekâ destekli bulut yatırımlarından büyük pay almaya başladı. Oracle sonuçları Nvidia, AMD ve Broadcom gibi tedarikçilerin hisselerine de olumlu yansıdı. Yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarında iyimserlik dozunun arttığını görüyoruz. Endekslerin büyük bir kısmında %1’den fazla yükseliş görülürken, ABD borsalarının da vadeli işlemlerinde hafif de olsa yükseliş görüyoruz.
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) bugün sonuçlanacak olağan toplantısında enflasyonun hedefle uyumlu seyretmesi ve ekonominin genel olarak dayanıklılık göstermesinden hareketle faizleri %2 seviyesinde sabit tutulmasını bekliyoruz. Ancak ticaret gerilimleri, Fransa’daki siyasi belirsizlik ve ABD’nin tarifelerinin etkisi henüz tam hissedilmediği için, Başkanı Lagarde’ın basın toplantısında ileriye dönük vereceği mesajlar yakından takip edilecektir. Haber akışında ise, ABD’de muhafazakâr aktivist ve Trump’ın yakın müttefiki Charlie Kirk, Utah Valley Üniversitesi’nde düzenlenen konuşma sırasında keskin nişancı ateşiyle öldürüldü. Trump’a yönelik iki suikast girişimi de dâhil olmak üzere son yıllarda hızla artan siyasi şiddet dalgasına dikkat çekmek isteriz!